Şunun için etiket arşivi: Sağlık

Pandemi dönemiyle artış göstermeye başlayan stresli olma hali, kişinin günlük hayatını olumsuz yönde etkiliyor. Peki stresin olumsuz etkilerinden nasıl uzak kalınabilir? Generali Sigorta, stres yönetimin kolaylaşmasını sağlayan önerileri kamuoyuyla paylaştı.

Günlük hayat içerisinde gerilimi de sebep olabilen pek çok olumsuz durum, kişinin stresli olmasına neden olur. Fiziksel, zihinsel ve duygusal olarak etkileyen stres,  son dönemin en çok konuşulan kavramları arasında yer alıyor. 150 yıldır çalışmalarını sürdüren Generali Sigorta, stresin etkilerini azaltmaya ve yönetimi kolaylaştırmaya yardımcı olacak önerilerini kamuoyuna sundu. Stresten korunmak için zararlarının bilincinde olunması gerekir. Aşırı stres bir zaman sonra vücutta baş-boyun ve sırt ağrılarına, kaslarda gerginliğe, mide rahatsızlığına ve psikolojik olarak sinir haline, konsantrasyon bozukluğuna, asosyallik ile işkolikliğe, kötü beslenmeye neden olmaktadır. Bu etkilerden uzak kalmak için, stresin hayatınızda oluşturduğu olumsuzlukların bilincinde olmanız gerekir.

Bu olumsuzluklar arasında trafik sıkışıklığı ve mevcut işiniz yer alabilir. Eğer trafik sizi strese sokuyorsa araç kullanımını bir süreliğine azaltabilir ya da mevcut işiniz sebebiyle gerginlikler yaşıyorsanız, kendinize farklı bir iş bulabilirsiniz. Ancak stres yalnızca dış etkenlerden kaynaklanmamaktadır. Hayata bakış açınız da stresi yönetmeniz açısından önemlidir. Kendinize her gün mutlaka zaman ayırın. Böylelikle hem fiziksel hem de psikolojik açıdan kendinize yarar sağlamış olursunuz.

KENDİNİZE YÜKLENMEKTEN VAZGEÇİN

Her şeye evet dememeyi, gerektiğinde hayır demeyi öğrenin. Mümkün oldukça pozitif, olumlu insanlarla iletişim kurun. Bu insanlarla sosyalleşin ve günlük aktiviteler gerçekleştirin. Gerçekçi olun. Yaşadığınız sorunların benzerlerinin başkaları tarafından da yaşandığını, kimsenin kusursuz olmadığının bilincine vakıf olun. Kendinize düzenli bir yaşam stili belirleyin. Örneğin her gün aynı saatte uyuyup uyanın. Meyve ve sebze tüketimini, aşırıya kaçmadan düzenli hale getirin. Şeker, tuz, yağ, kolestrol, kafein vb. ürünlerin tüketimini azaltın.

Tüm bu önerileri uygulamanıza rağmen stresten kurtulamıyorsanız, bir uzmandan mutlaka tavsiye alın.

Medipol Mega Üniversite Hastanesi Dahiliye Bölümü’nden Uzm. Dr. Betül Mercan, “COVİD 19 ile birlikte çoğu kişinin ilk kez duyduğu PCR testi, antikor, ilaç isimleri ve içeriklerle haber bombardımanına tutulduk. Pandemide sağlığımızı korumanın yolu adeta bir salgın gibi ilerleyen bilgi kirliliğine maruz kalmamaktan geçiyor” dedi.

Medipol Mega Üniversite Hastanesi Dahiliye Bölümü’nden Uzm. Dr. Betül Mercan “COVİD-19, antikor, PCR ve ilk adını ilk kez duyduğumuz ilaçları günlük hayatımızın parçası haline getirdi. Herkes doğru bilgiye ulaşmaya çalışıyor. Kulaktan dolma bilgilerle kafanızı karıştırmayın. Korona hakkındaki en doğru bilgiyi hekiminize danışarak alabilirsiniz” uyarısında bulundu.

83 GÜNE KADAR POZİTİF ÇIKABİLİRSİNİZ

Testin pozitif çıkmasının kişinin aktif hasta ve bulaştırıcı olduğunu göstermediğini vurgulayan Mercan, “PCR testi ortalama 17 gün pozitif olabilir. Bu durum atılan virüs parçacık atılımına bağlı olarak değişkenlik gösterebilir hatta literatürde 83 güne kadar pozitif çıkan vaka bildirilmiştir” bilgisini verdi.

EN YOĞUN BULAŞTIRMA 4’ÜNCÜ GÜN SONRASI

Covid 19’lu biriyle temas eden hastaların hemen test yaptırmamalarını söyleyen Mercan, şunları söyledi;
“Temas sonrasında eğer hiçbir şikayet de yoksa hemen test yaptırılmasını önermiyoruz. Çünkü ilk günlerde test negatif çıkabiliyor, ancak temas sonrası 4. günden itibaren yapılması daha doğru sonuç verir. Temas sonrası eğer enfekte olmuşsanız semptomlar başladıktan 1-2 gün önce ve 6-7 gün sonrasına kadar bulaştırıcılık riskiniz var. En yoğun bulaştırma ise belirtiler başladıktan sonraki 4’üncü ve 5’inci günlerde olacaktır” açıklamalarını yaptı.

PCR testi negatif çıktığı halde şikayetlerin devam edebileceğini belirten Mercan, PCR testlerinin doğruluğu yüzde 60’larda maalesef, yine de covid-19 olabilirsiniz. Bu durumda hastanın değerlendirilip gerekirse ek tetkikleri istenmesi gerekiyor” diye konuştu.

AKCİĞER TOMOGRAFİSİNİ HEKİM İSTEMELİ

Hekimin uygun bulması üzerine akciğer tomografisi isteneceğini dile getiren Mercan, “Hastanın şikayetleri doğrultusunda istenecek bir tetkiktir. Özellikle öksürük, balgam, sırt ağrısı ve nefes almakta zorlanma gibi yakınmalarınız varsa akciğer tomografisi COVID-19 pnömonisi‘ni gösterebildiğinden ek tetkik olarak istenebilir” değerlendirmesinde bulundu.

HAYATA DEVAM ETMEK İÇİN 14 GÜN KURALI

Covid-19 pozitif hastalarının ne zaman dışarı çıkabileceği konusuna değinen Mercan, “Geçirilmiş COVİD hastalığı öyküsü olan ve yeterli süre izolasyonda kalan insanların dışarı çıkabilmeleri ve işlerine dönebilmeleri için PCR negatifliği şartı yoktur. Şu an bakanlığın 25 Kasım 2020 tarihinde yayınladığı Bilimsel Danışma Kurulu Çalışmasında evde ve yatan hastalar için izolasyon süreleri netleştirilmiştir” dedi.
COVİD pozitif olup semptomsuz veya hafif semptomlu hastalar;10 günlük izolasyon sonrası COVİD PCR testine bakılmaksızın iş başı yapabileceği bilgisini de veren Mercan, sözlerini şöyle sonlandırdı;

“Bu kişiler hayatına kaldığı yerden devam edebilir. COVİD pozitif orta/ağır semptomlu (hastane yatış endikasyonu olan) kişiler ise 14 günlük izolasyon sonrası COVİD PCR testine bakılmaksızın iş başı yapabilir, hayatına kaldığı yerden devam edebilir. COVİD pozitif yoğun bakımda yatan hastalar ise 20 günlük izolasyon sonrası COVİD PCR testine bakılmaksızın iş hayatına devam edebilir.” 

 

Birçok hastalığı da beraberinde getiren karaciğer yağlanması, günümüzde en fazla artan hastalık türlerinden biridir. Bununla beraber hastalıklara neden olan karaciğer yağlanmasını önlemenin en etkili yolu ise tüketilen besinlerdir. Çünkü karaciğerin aşırı toksine maruz kalması vücudun sağlıklı işlemesini engeller. Peki Karaciğer neden yağlanır? Karaciğer yağlanmasını doğal yolla temizleme…

Karaciğer, vücudun toksinlerden arınması için gerekli olan bir organdır. Hasara uğraması durumunda ciddi hastalıklar ortaya çıkar. Vücuda alınan vitamin ve mineralleri ayrıştırarak zararlı hücreleri vücuttan atar. Daha sonra proteinin vücutta sentezlenmesini destekler. Yaşam için olmazsa olmaz bir organ olan karaciğer, belli yaşlardan sonra fonksiyonlarında azalma görülür. Uzmanlar bunun için vücuda karaciğerin işlevselliğini artıran antioksidan bakımından zengin besinler alınması gerektiğini öneriyor. Özellikle trans yağ ve karbonhidrat bakımından zengin olan besinler karaciğer deforme olma olasılığını artırır. Göğüs kısmında abdominal-pelvik bölgede diyaframın altında bulunuyor. Metabolizmasında önemli bir rol oynar. Glikojen depolanması, kırmızı kan hücrelerinin üretimi, plazma ve protein sentezi, hormon üretimi ve detosifikasyon ayrışma da dahil olmak üzere vücutta daha birçok alanda faydası vardır. Hepatosteatoz olarak bilinen karaciğer yağlanması sinsice ilerleyen bir rahatsızlıktır. Verdiği belirtiler bir çok hastalığın belirtisi olabileceğinden erken teşhis edilmesi biraz güç olur. Özellikle obezite, diyabet ve kolesterol gibi rahatsızlıkların tetiklediği karaciğer yağlanması tedavi edilmediğinde iltihaplı karaciğer yağlanması, siroz ve hepatitin bir türü olan steatoheapatit gibi riskli hastalıklar meydana gelir.

KARACİĞER NEDEN YAĞLANIR?

Karaciğer vücuttaki yağları temizleyerek vücuttan atar. Ancak enzim dengesi bozulunca topladığı yağları vücuttan atamaz ve yağlanma oluşur. Beslenme şeklinden kötü yaşam alışkanlıklarına kadar her durumun yanı sıra bazı kronik ilaçların yan etkileri de bu hastalığın meydana gelmesini sağlar. Hızlı kilo alıp verme ve toksin oranı yüksek besinler tüketilmesi karaciğeri olumsuz etkiler. Karaciğerin normal yağ oranında artış meydana gelir. Ayrıca kandaki yağ asitlerinden oluşan trigliserid bileşenin yağlı ve karbonhidratlı besinler dolayısıyla yükselmesi, hastalık virüs ve bakterileri de yağlanmaya neden olan faktörlerdir. Orta yaş üstü kişilerde daha yaygın görülen karaciğer yağlanması erişkin insanlarda yüzde 30 oranda görülür. Ortalama 10 kişide birinde karaciğer enzimleri dengesi bozulduğundan ortaya çıkar. 

KARACİĞER YAĞLANMASININ BELİRTİLERİ NELERDİR?

En ağır organlardan biri olun karaciğer yağlandıkça ağırlığı artan bu da alt karında şiddetli ağrılara neden olur.

Karaciğer yağlanması artıkça ani kilo kaybı, güçsüzlük ve unutkanlık ortaya çıkar. 

Cilt yüzeyinde ani deformasyonlar yaşanır. Örneğin aşırı akne ve sivilcilenme gibi durumlar yaşanır. 

Beyindeki bellek bölümünde zayıflama ortaya çıkar.

Terleme esnasında ağrı koku yaşanır. Aynı zamanda vücuttaki toksin oranı arttığında nefes de kötü kokar. 

Mide bulantısı ve göz kızarıklıkları da nadiren olan durumlardır.

KARACİĞER YAĞLANMASI ÇEŞİTLERİ NELERDİR?

Karaciğer yağlanmasının ilk evresi hafif olarak atlatılır. Herhangi ciddi bir komplikasyona neden olmaz.

– Nikotin ve alkole bağlı gelişen karaciğer yağlanması ise inflamasyonlara yol açabilir. Göbeğe neden olan karaciğer yağlanması, cilt yüzeyindeki pH değerini de bozar.

– Karaciğerin yüzeyindeki dokuların infilak olmasıyla oluşan yağlanma aynı zamanda diğer doku ve organlara da hasar verir. Karaciğerin tüm yüzeyinin yağlanmasına bağlı oluşan 3 evre de mutlaka uzman doktor kontrolünde devam edilmeli

– En ile seviyesi olan dördünce seviyede siroz hastalığına yol açar. 

KARACİĞER YAĞLANMASI TEDAVİSİ NASIL YAPILIR?

Belirtiler kendini gösterir göstermez bir uzmana görünmekte fayda var. Kan tahlili ardından uzman karaciğerin enzim değerlerini kontrol eder. Ayrıca CT taraması, MR ve ultrasyon gibi tetkikler de yapılır. Bazı hastalardan ise karaciğerden örnek alınarak yapılır. Genellikle bu hastalara ilaç tedavisi ve düzenli beslenme önerilir. Uzmanlar özellikle karaciğer yağlanması olan kişilerin gün içerisindeki su tüketimini artırmaları gerektiğini vurguluyor. 

KARACİĞER YAĞLANMASINI ÖNLEYEN MUCİZE SİRKE TARİFİ

Yaklaşık 9 aydır tüm dünyayı etkisi altına alan koronavirüsün ikinci dalgası devam ederken korkunç bir haber geldi. Çin’de yeni bir virüs ortaya çıktı. Şimdiye kadar 7 kişinin hayatını kaybettiği bunyavirüsü hakkında merak edilenleri sizler için araştırdık. Peki Bunyavirüs nedir ve belirtileri nelerdir? Bunyavirüsü nasıl bulaşır?

Son yıllarda en çok Çin’de görülmeye başlayan ve öldürmeye neden olan virüslere bir yenisi eklendi. Pandemiye neden olup olmayacağı merak edilen yeni virüsün adı bunyavirüsüdür. Bunyavirüsü ilk kez Tayvan’da görüldü. 2010 yılında görülen bunyavirüsü insandan insana bulaşabilen bir virüstür. Bunyaviridae ailesine ait olan bunyavirüsü ellioviricetes sınıfında yer alır. Tek sarmallı RNA virüslerinin arasında yer alan bu virüs türü tıpkı habtavirüs ve Kırım Kongo gibi durumlara neden olur. Sivrisinek, sinek ya da sandfly gibi eklem bacaklı böceklerden bulaşır. Kana hızla karışan bu virüs yüksek ateş eklem ağrıları gibi durumlara neden olur. Ortala 2 gün boyunca kuluçkada kalan virüs etkisi başladığı andan itibaren şiddetlenir. Aşısı olmayan bu hastalık geçtiğimiz günlerde Çin’de görüldü 7 kişinin ölümüne neden olan virüsün bulaşma yollarının değişebileceğine dair araştırmalar var. 

BUNYAVİRÜSÜ BELİRTİLERİ NELERDİR?

Virüs hızla bölündüğü için salgı riskine giriyor. Hemafagöz eklem bacaklı olan hayvanlardan insana bulaştığında insandan insana daha hızlı yayılır. Bağışıklık sistemindeki antikorları öldürdüğünden vücut ısısında hızla değişimlere yol açar. Bu da yüksek ateşe neden olur. Akabinde yüksek ateş eklemleri ve kemikleri olumsuz etkilediğinden vücut ağrılarına yol açar. Grip gibi semptomlara neden olsa da bu durum normal bir gribin yaşattığı durumların üç katını yansıtır. Dayanılmaz ağrılara yol açan bunyavirüsü önceleri başka hastalıklarla karıştırıldığından Tayvan’da ilk çıktığı yıllarda ölüme neden oldu. Tayvan Hastalık Kontrol Merkezi’nin yaptığı araştırmalarla fark edilen virüsün karın ağrısı, halsizlik ve iştah azlığına neden olru.

BUNYAVİRÜS NASIL BULAŞIR?

2010 yılında görüldüğünde insandan insana tam olarak hangi yollarla bulaştığı belirlenemedi. Ancak bazı uzmanlara göre insandan insana bulaştığı iddia edildi. Bunyavirüsü eklem bacaklı hayvanların ısırması sonucu kana karışarak bulaşır. Yaz aylarında artan sivrisineklerden dolayı bu aylarda sıklıkla görülür. Güney Asya ülkelerinde sıklıkla bu aylarda görülür. Bunyavirüsünün mukoz ya da kan yoluyla insandan insana geçme ihtimalinin yüksek olduğu hatırlatıldı. 

Kalıtsal bir hastalık olan Niemann – Pick hastalığı ciddi bir sinir sistemi bozukluğudur. Kızım dizisi ile en çok aranan hastalık haline gelen Niemann – Pick hastalığına dair bilinmeyenleri sizler için araştırdık. Gelişimi durduran ve hafızayı olumsuz etkileyen hastalığa dair her şeyi haberin detayında bulabilirsiniz. Peki Niemann – Pick hastalığı nedir? İşte Niemann – Pick hastalığı hakkında bilmeniz gerekenler…

Geçtiğimiz yıllarda Tv 8’de yayınlanan Kızım dizisi ile en çok aranan hastalıklar arasına giren Niemann Pick rahatsızlığı genetik bozuklukla ortaya çıkar. A, B, C ve D çeşitleri olan bu hastalık bebeklerde karaciğer ve dalak büyümesi olarak görülür. A tipi denilen bu çeşit nörolojik sıkıntıları da beraberinde getirir. Yetişkinlerde görülen B tipi ise nörolojik sıkıntılar görülmez ancak kilo alma ve kemik sorunlarına neden olur. Metabolizmayı olumsuz etkileyen bu hastalık sinir hücrelerinin tamamen deforme olmasına sebebiyet verir. Kanda sürekli yükselen kolesterol seviyesi sebebiyle kalp hastalıkları ve ortaya çıkar. Aynı zamanda kanın pıhtılaşmasını sağlayan hücrelerin sayısını da azaltır. C tipinin belirtileri; Kas dokusunda zayıflık, beslenme ve görme gibi sorunlarla kendini gösterir. Bu tipin tedavisinde ilaç uygulanır. Mutasyona uğrayan genler ilaç tedavisi ile kontrol altına alınır.

NİEMANN-PİCK HASTALIĞI NEDİR?

Nadiren görülen kalıtsal hastalıklardan biri olan niemann-pick hastalığı vücutta özellikle dalak, karaciğer, akciğer ve kemik iliğini olumsuz etkiler. Yukarıda da bahsettiğimiz gibi hastalık 4 tipte görülür. Genellikle Doğu ve Orta Avrupa insanlarında genetiksel olarak sıklıkla görülür. Ancak en fazla hastalığın C tipi olanı sıklıkla görülür. Hücrelerin hızla mutasyona uğramasına neden olan hastalık çiftten tek kişi de bile olması dahilinde bebeğe geçme olasılığı yüzde yüzdür. A ve D tipi olan hastalığın tedavisi mümkün değildir. B tipi olan çeşidinde ise kemik iliği nakli ile tedavisinin mümkün olacağı araştırılıyor. Hastalığa sahip kişilerin beslenme şekli bile etkilediğinden uzmanlar genellikle hastalara, diyet listesi önerilir. 

KIZIM DİZİNDEKİ ÖYKÜ’NÜN HASTALIĞI

Dizi başlamadan yayınlanan fragmanda Öykü’nün babasını unuttuğunu ve daha sonra yeniden hatıladığı görüldü. Hemen hemen herkes küçük kızın unutkanlık hastası olduğunu düşündü ancak Öykü’nün hastalığı kalıtsal bir hastalıktır. Yukarıda bahsettiğimiz Niemann Pick hastalığındandır. Bu hastalık çocuklarda görüldüğünde sinir sistemini çökertir. Bu zamanla gelişen hastalıkta, hasta ara sıra nörolojik rahatsızlıklar yaşar. Örneğin Öykü’nün yaşadığı anlık unutkanlık gibi bir duruma neden olur.

Temmuz ve Ağustos aylarında çiçek açan çalba otu, Anadolu topraklarında sağlık açısından yüzyıllardır kullanılır. Birçok isimle anılan çalba otu, güçlü bir balgam söktürücüdür. Bu aylarda toplanan ot, kurutularak kış boyu hastalıklara karşı tüketilir. Kadınların çok sıklıkla yaşadığı iltihaplı idrara da fayda sağlar. Peki Çalba otu nedir ve faydaları nelerdir? Haberin detayında:

Marmara, Akdeniz ve Ege’de yetişen çalba otu, güneşin yoğun olduğu aylarda yeşerir. Olgunlaşan ot bitkilerinden çiçeklenir. Uzun dimdik ancak yanlara doğru dökülmesinden dolayı yöre halkı tarafından muma benzetilmiştir. Kral mumu olarak adlandırılan çalba otunun diğer isimleri ise şalba otu, sığır kuyruğu otudur. Yöre halkı dışında pek bilinmeyen bu ot aslında yüzyıllardır alternatif tıpta tüketilmiştir. 200 farklı çeşidi olan otu, yaz aylarında yeşermesine rağmen en fazla kışın tüketilir. Güçlü bir iltihap kurutucu özelliği vardır. Bu yüzden kış aylarında enfeksiyonlu virüslere karşı etkilidir. Nemli ortamlarda çalba otunun vitamin ve mineral değerleri yok olur. Bu yüzden güneş ışıklarında kurutularak muhafaza edilir. Çalba otu, aynı zamanda cilt ve saçlarda görülen bazı rahatsızlıklara da fayda sağlar. Aşırı tüketimi halinde zarar verebildiğinden uzmanlar bu yüzden dikkat edilmesi gerektiği konusunda uyarır. 

ÇALBA OTUNUN FAYDALARI NELERDİR?

– Üst solunum yolları hastalıklarına neden olan virüslerin solunum yollarında oluşturduğu balgamı sökmek için çalba otu önerilir. Güçlü bir antibakteriyel etkiye sahip olan çalba otu, aynı zamanda hastalığın diğer etkilerini de azaltmada yardımcı olur. 

– Soğuk algınlığı nedeniyle yaşanan mide üşütmesi, kusma ve bulantılara neden olur. Bu süreç kişinin yaşam kalitesini düşürür. Çalba otu, sindirim sisteminde yaşanan bu durumu azaltmak için etkili doğal ilaçlardan biridir. 

– Şiddetli ateşlenme ve boğaz ağrısı da bu süreçte görülür. Özellikle ateşlenme vücutta kas ve kemik ağrılarına yol açar. Ağrılar hastalığın sürecini uzatır. Ancak çalba otu bağışıklığı güçlendirerek yaşanılan bu sorunları azaltır. 

– Kaynatılan çalba otu kesik yaralarını hızla iyileştirmek için lapa olarak kullanılır. Krem haline getirilen çalba otu, yaraların iz kalmadan yüzeyden silinmesini sağlar. 

– Ses kısıklığı ses tellerine yerleşen virüsler nedeniyle yaşanılan nadiren hastalıklardan biridir. Ancak erken müdahale edilmesi gerek aksi halde tellerin zedelenmesini sağlar. Bu yüzden ses kısıklığının ilk aşamasında boğazları ya da telleri rahatlatacak doğal çaylar arasında çalba otu da bulunur.

Hem yararı hem zararı olduğu yönünde açıklamalar yapılan çikolata hakkında bilinmeyen bazı gerçekleri sizler için araştırdık. Yapılan bazı araştırmalarda en sağlıklı çikolatanın bitter olduğu söyleniyor. Özellikle psikolojik hastalıklar için doğal fayda sağladığı düşünülen bitter çikolata, mutluluk hormonunu artırır. Peki bitter çikolatanın faydaları nelerdir? Haberin detayında:

Abur cubur olarak görüldüğünden zararlı olduğu söylenen bitter çikolata aslında bilinen aksine oldukça faydalı olduğu yapılan araştırmalarda ortaya çıkarıldı. Sayısız araştırmanın ardından bitter çikolatanın diğer çikolatalara oranla daha az ve şeker içerdiğinden vücuduna vitamin ve mineral katkısı olduğu söylendi. Ayırca bir diğer araştırmada kolesterole bağlı ortaya çıkan kalp ve damar hastalıklarını yüzde 60 azaltığı gözlemlendi. Bazı uzmanlar bitter çikolatanın içerdiği flanovol maddesi sayesinde kanda bulunan zararlı hücrelerin sayısını azaltığını ve beyne giden sinir hücrelerinin sağlığını koruduğundan stres ve depresyon riskini yarı yarıya indirdiğini vurguluyor. Bitter çikolata alınca içerdikleri kısmının kesinlikle kontrol edilmesi gerekir. Aksi halde işleme uğramış ve katkılı bitter çikolataları fayda sağlamaz. Aynı zamanda her besinde olduğu gibi bitter çikolata da tüketilince en fazla 2-3 parça tüketilmeli konusunda uzmanlar uyarıda bulunuyor.

ÇİKOLATA HAKKINA BİLİNMEYEN GERÇEKLER…

İçeriğinde işlenmiş yağ olduğundan aşırı tüketildiğinde karaciğerin yağlanmasına neden olur. Bu da ciltte akne ve sivilce oluşumuna neden olur. Aynı zamanda cildin yağ düzeyini artırarak pH değerini bozar. 

Çikolata serotonin hormonunu salgılamada etkilidir. Serotonin hormonu mutluluk veren ve kişinin ruhsal rahatsızlık yaşamasını azaltır. Vücut için etkili olan serotonin hormonu yükselten çikolata dolaylı yoldan depresyon ve stres gibi rahatsızlıkları için fayda sağlar.

Çikolata çeşitleri içerisinde beyazdan çok bitter çikolata saf olduğundan daha faydalıdır. Özellikle bitter çikolata kalp ve damar hastalıklarının riskini azaltır. Kan basıncını düşürerek yüksek tansiyonu yaşanmasını da önler.

Bitter çikolata dışında diğer çikolata çeşitleri baş ağrısını tetikler. Yapılan araştırmalarda migreni tetikleyen maddeler içerdiğinden migreni olan kişilerin tüketilmesi bazı uzmanlar tarafından tüketilmemesi konusunda uyarıyor.

150 GRAMLIK BİTTER ÇİKOLATANIN GÜN İÇERİSİNDE VÜCUDA SAĞLADIKLARI

13 gram diyet lif

Demir ihtiyacının yüze 72’si

Magnezyum ihtiyacının yüzde 63’ü

Bakır ihtiyacının yüzde 94’ü 

Ayrıca yüzde 45 oranda günlük ihtiyaç duyulan potasyum, fosfor, çinko ve selenyum maddelerini sağlar.

BİTTER ÇİKOLATANIN FAYDALARI NELERDİR?

Antioksidan bakımından zengin olan bitter çikolata vücudun toksinlerden temizlenmesinde destek sağlar. Aynı zamanda kandaki oksitlenmeyi önleyerek kötü kolesterolün çoğalmasını önler.

İçerdiği nitrit maddesi damarların sertleşmesini engelleyerek kan akışının daha rahat olması için destek sağlar. Bunun yanı sıra nitrti maddesi kan basıncının yükselmemesini sağlar. 

Glisemik indeksi düşük olduğundan insilün direncini düşürür böylece kan şekerini kontrol altına alır. 

Kış aylarında özellikle yaşanan kuru öksürüğe de iyi gelir. Eritilip ılık bir şekilde tüketildiğinde öksürüğe neden olan enfeksiyonu azaltır. Boğazdaki tahribatı azaltarak daha rahat nefes alışverişi sağlar. 

2 parça tüketildiğinde doygunluk hissi verir. Bu sayede kilo vermede yardımcı olur. Ayırca içeriğinde doymuş yağ olduğundan yağlanma yapmaz. Diyetisyen uzmanları genellikle kişinin tatlı krizi yaşamaması için diyet listesine ekler. 

Psikiyatri uzmanları ise bitter çikolatayı anti depresan ilacı olarak sters ve yoğun depresyon altına olan hastalarına önerir. Bitter çikolata beyindeki endorfin ve serotonin hormonlarını artırarak mutluluk hissi verir. Özellikle hamilelik ve adet dönemindeki kadınların tüketmesi tavsiye edilir. 

Tıpkı sarımsak ve soğan gibi yüksek antioksidan içerdiğinden kanserle savaşmada etkili bir besindir. Hücrelerin bölünmesini önlediğinden kanserli tümörlerin oluşumunu engellemiş olur.

Gün boyu vücudun ihtiyacı olan enerjinin yüzde yüzünü sağlayan nadir besinlerden biridir. Spor öncesi yoğurtla yada kahve ile tüketildiğinde vücudun performansını artırır.

Aynı zamanda cilt ve saç bakımında da etkilidir. Bitter çikolatadan yapılan maske saçların ve cildin parlaklığını artırır. Ayrıca ölmüş hücreleri azaltarak yaşlanmayı azaltır.

Yapılan araştırmalarda bilim insanı büyük bir buluşa imza attı. 5 Kanser çeşidi 4 yıl önceden tespit edilecek olan buluş açıklandı.

21. yüzyılda artan hava kirliliği ve bozuk gıdalar nedeniyle çoğalan kanser hastalıklarının önüne geçmek için büyük bir buluşa imza attı. Kan testiyle 5 kanser türünü 4 yıl önceden teşhis etmek artık mümkün hale gelecek. California Üniversitesi’nin yaptığı çalışma “Nature Communications” dergisinde yayınlandı.

10 yıl boyunca 123 binden fazla kişiden alınan kan örnekleriyle yapılan testlerde kanserli hücrelere rastlandı. Ancak gelişmemiş olan bu hücrelerin bir kaç yıl sonra tümöre dönecek. PanSeer testi verilen projede katılımcıların yüzde 95’inde kanser tespit edildi.

Test mide, yemek borusu ve kalın bağırsaklardan örnek alınır. Bu örneklerdeki DNA kontrol edilir. Piyasaya sürülmeden bir müddet önce testler devam edecek. 

Kadınlarda daha sıklıkla görülen damar genişlemesi yani varis, ciddi hastalıklardandır. Birçok nedenden ötürü görülen varisin en belirgin özellikleri damarların gözle görülür şekilde büyümesidir. Gebelik ya da aşırı şişmanlık gibi durumlar sırasında da görülebilir. Varis hakkında merak edilenleri sizler için araştırdık. Peki Varis neden oluşur ve nasıl gider? İşte cevap:

Varis, kalıtsal faktörlerden dolayı ortaya çıkan ciddi olmayan fakat görüntü bozukluğuna neden olan bir rahatsızlıktır. Mavi renkte, genişlemiş ve kıvrımlar yapmış olarak görülen varis, başlangıçta damarların genişlemesiyle de kendini gösterebilir. Çoğunlukla görüntü rahatsızlığı verse de daha sonra ağrıya yol açabilir. Varisin oluşmasına “gebelik, şişmanlık, uzun süre ayakta kalmak, bazı meslekler, kadın olmak, doğum kontrol hapları ve hormon tedavileri, dar giysiler giymek, kabızlık, yaşlılık ve genetik faktörler” neden olmaktadır. Gündelik yaşantıyı olumsuz şekilde etkileyen bu rahatsızlık kılcal damar varisleri, retiküler varisler ve büyük toplardamar varisleri olarak üçe ayrılır. Kılcal damar varisleri, gebelik ve hormon kullanan genç kadınlarda sıkça görülür. Telenjiektazi olarak da adlandırılan varis, görüntü olarak örümcek ağına benzerler. Retiküler varisler, diz arkası ve ayak bileği çevresinde görülen ciltten hafif kabarık ve mavi renklidir. Büyük toplardamar varisleri ise bacaktaki safen ven denilen büyük toplardamarın yetmezliği sonucunda oluşur. Ciltten oldukça kabarık ve yeşilimsi olurlar. Özellikle bacaklarda görülen bu rahatsızlığın riskini azaltmak için uzmanlar bazı önerilerde bulunur.  

VARİSİN EN BELİRGİN ÖZELLİKLERİ ŞUNLARDIR;

– Bacaklarda  mavi mor şişlikler
– Ağrı
– Bacaklarda ağırlık hissi
– Bacaklarda şişlik
– Bacaklarda uyuşukluk

VARİS RİSKİNİ AZALTAN ÖNERİLER NELERDİR?

Sıcak su, hamam sauna ve bitkisel sıcak sular varis riskini artırır. Bunun için soğuk kompres uygulamak varis şişkinliklerini indirir.

Varis en çok masa başı çalışanlarında görülür. Bu yüzde 30 dakikada bir kalkıp bacak egzersizleri yapılmalıdır. Aksi halde hareketsiz bacaklarda oluşan kan basıncı birden damarlara akınca damarların genişleme ihtimali yükselir. 

Hareketsiz insanın yanı sıra kilolu insanında bu rahatsızlığa yakalanma oranı yüksektir. Öğünlerinizde bol lifli besinler tüketmeye özen gösteriniz. Biriken zararlı mikroplardan kurtulmak içinde gün içerisinde bol miktarda su tüketiniz.

Yüksek topuklar yerine yüksek tabanlı ayakkabılar tercih ediniz. Dar kıyafetler yerine de bir beden büyük kıyafetler giyiniz. Uzmanların sizin için önerdiği varis çoraplarını da giymeyi ihmal etmeyiniz. 

VARİS GEÇİREN EN ETKİLİ YÖNTEMLER

Üzüm güçlü bir antioksidan olduğundan vücudun ödem birikmesine izin vermez. Ayrıca kan akışını da dengelediğinden varis gibi rahatsızlıkların riskini azaltır.

MAYDANOZ SUYU İLE VARİS GİDERME

Maydanoz çayı sıvı tutulması ve iltihaplanmayla ilişkili problemler için iyi bilinen bir tedavidir. Bir yemek kaşığı taze maydanozu bir bardak kaynar suya ekleyin ve 15 dakika bekletin. Karışımı süzün ve servis yapın. Sabahları aç karna ve isteğe göre öğleden sonra bir bardak daha için.

ADAÇAYI İLE VARİS GİDERME

Adaçayı, damarlarda meydana gelen iltihaplanmaları azaltarak dolaşımı artıran idrar atıcı özelliklere sahiptir.Bir bardak su kaynatın ve üzerine adaçayı yapraklarını ekleyin. Bu karışımı 2 dakika daha kaynatın ve servis etmeden önce uygun bir sıcaklığa ulaşana kadar bekleyin. Haftada 3 kere 2 bardak için.

AT KESTANESİ İLE VARİS GİDERME

At kestanesi yakıcı maddeler içeren bir besin olduğundan kan toplanmasını engelleyerek ödemi azaltır.

İŞTE AT KESTANE YAĞININ YAPIMI;

Sürekli duygusal boşluk yaşayan kişilere denilen nevrotik bir psikolojik rahatsızlıktır. Karakter davranışlarını etkileyen nevrotik rahatsızlık beraberinde fiziksel sorunları da getirir. Özellikle kas sorunlarının görülmesi nevrotik rahatsızlığın en belirgin fiziksel göstergesidir. Hasta yaşadığı kas ağrıları nedeniyle sürekli olarak yorgun hisseder. Peki Nevrotik kimlerde nasıl görülür?

Aşırı kinlenme, güvensizlik ve saldırgan tepkiler gösteren nevrotik, çocukluk çağında bastırılmış bazı duyguların psikolojik yansımasıdır. Ancak bu rahatsızlık diğer psikolojik durumlar gibi sadece ruhsal değil aynı zamanda fiziksel de görülebilir. Yapılan araştırmalarda uzmanlar her insanda nevrotik sorunların olduğu söylüyor. Uzmanlar hatta hastaların çoğunun ruhsal sorunlar yaşadığının bilincinde olduğundan bunları bastırmak için bazı yöntemler geliştirdiğini vurguluyor. Hastalar sorunlara karşı savunma mekanizması geliştirir. Kimisi bu durumu abartınca farklı hastalıkların ortaya çıkmasına davetiye hazırlar. Bu yüzden bu tarz durumlar karşısında hastaların mutlaka profesyonel destek almasında fayda var. Aksi halde bastırılan duygular yaşanılan travmalar sonrası daha ağır depresiflere yol açar. Hastalar çok basit belirtilerle kendini ele verir. Örneğin yaşadıkları duygular karşısındaki kararsızlık ve bunalımlar görülür. Anormal davranan hasta bir süre sonra çevresi tarafından da fark edilir. 

NEVROTİK KİMLERDE NASIL GÖRÜLÜR?

Sürekli sevgi ve ilgi beklediğinden bir kişiye kolayca bağımlı hale gelir. Ortamı isteyen bu kişiler çevresindekilerin dikkatinin kendisinde olmasını ister. Ancak sorun da işte burada ortaya çıkar. İlgi istediğini göstermez bunu onların anlamasını bekler. İçten içe yaptığı bu hesap karşılığını bulamayınca ruhsal bunalım düzeyi artar. 

Toplu alanlarda sürekli rahatsızlık duyarlar. Çünkü bu ortamlarda kendilerini güven de hissetmezler. Zorunlu olarak girdikleri bu ortamlarda ise yapmacık tavırlar sergiler. Bu sayede eksik yönlerini gizleyerek yargılanmaktan kurtulduklarını düşünür.

Gelecek planları sıklıkla yapmazlar. Hep geçmişte yaşadıkları kötü deneyimleri hatırlarlar. Bu yüzden planlarının hep bozulacağını düşünür. Nadiren yaptığı planlarda ise asla bir başkasını katmaz. 

Gün içerisinde sürekli yorgun ya da sinirli bir duygu haline girer. Böylece kendini güçlü göstermeye çalıştığını düşünür. Birilerinin sürekli kendilerini kırdıklarını ve aldattıklarını hissettiklerinden iki duygu arasında gidip gelir. 

NEVROZA ÇEŞİTLERİ NELERDİR?

Nevroza bazı durumlarda görülür. Bu da çeşitli olmasına yol açar. Hastalar tek bir duruma yoğunlaştıklarından durumlarda ona göre gelişir. 

– Sürekli gergin olan kişilerde kaygı bozuklukları görülür. İç karmaşa yaşayan hasta bir süre sonra ataklar yaşar. 

– Somatoform bozukluklar bedensel sorunların yaşanmasına yol açar. Duygularını tam anlamıyla yaşayamayanlar sinir sisteminin harap olmasına neden olur. Bu da bazı bedensel ağrıları beraberinde getirir.

– Yaşanılan ruhsal sıkıntı bilincin bölünmesine yol açar. Buna da dissosiyatif bozukluk denir. 

– Duygu durumları arasında çok inişli çıkışlı olur. Aniden sevinirken aniden ağlayabilir. Bunun altında bipolar bozuklukta yaşanabilir. 

NEVROZLARIN TEDAVİSİ VAR MIDIR?

Her bir nevroz farklı bir hastalığın oluşudur. Bu yüzden tedavisi de farklılaşır. Hastayı öncelikle uzman bir doktorun detaylı incelemesi gerekir. Çeşitli olan nevrozlar farklı tedavi yöntemleri oluşturur. İlaç tedavisinin yanı sıra hastalara terapi de uygulanır. Hem çevreleri kalabalık halde hastaların kendilerini daha iyi ifade etmeleri sağlanır. Ayrıca hastanın bu süreçte yaşadığı hiç bir durumu içinde bırakmaması için yönelimler tavsiye edilir. Bu hastaların çoğu sanatsal hobiler elde eder.