Şunun için etiket arşivi: Kadın

Bir diğer adıyla felç olarak da bilinen inme rahatsızlığının protein ağırlıklı beslenen kimselerde görülme riskinin daha çok olduğu ortaya çıktı.

Nöroloji Yoğum Bakım ve İnme Merkezi Sorumlusu olan Prof. Dr. Semih Giray, beyne giden kan ve oksijenin birden kesilmesi sonucunda ortaya çıkan inme hastalığı ile ilgili merak edilenlerden bahsetti. Beslenmede proteine ağırlık verilerek tüketildiğinde inme ile daha sık karşılaşılacağını belirten Giray, “Özellikle diyabet, hipertansiyon, kalp hastalığı, obezite gibi risk faktörü olan ya da sigara kullanan kişilerde inmenin ortaya çıkma ihtimali daha fazla oluyor. Bölgemizde Gaziantep, Şanlıurfa, Kahramanmaraş, Osmaniye, Kilis, Adıyaman ve çevresi olmak üzere yaklaşık 10 milyon insan yaşıyor. Bu bölgede protein ağırlıklı beslenme söz konusu.

Sağlık Bakanlığı’nın verilerine göre bu tür beslenme alışkanlığının yüksek olduğu yerlerde inme riskinin çok yüksek olduğu gösteriliyor. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre her 10 milyon nüfuslu bölgede 4 dakikada bir felç görülebiliyor” dedi.

İNME HASTALIĞI OLAN TEDAVİYİ GECİKTİRMEMELİ

Girişimsel Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Giray, “Hasta yakınları inme durumunda, hastaları hemen soğuk duşa yöneltme söz konusu olabiliyor. Konuşma bozukluğu, kollarda ya da ayaklarda gerçekleşen ani güçsüzlük, uyuşma, görmede kayıp, denge bozukluğu gibi belirtiler görüldüğünde hiç vakit kaybetmeden hasta hemen hastaneye getirilmelidir.” dedi.

Bazı yörelerde ikinci yağan kar pekmez ile karıştırılarak yenir. Peki karın faydaları var mıdır? Çok merak edilen bu sorunun cevabını sizler için araştırdık. Kış mevsiminde taşralarda yağan ikinci karın tüketilmesi hakkında merak edilenleri haberimizin detayında bulabilirsiniz.

Kışın en keyifli yanlarından biri olan kar hakkında merak edilen birçok soru vardır. Altıgen şeklinde olan kar, buz kristallerinden oluşur. Su baharının sıfır derecenin altında yoğunlaşması ile meydana gelen kar, gökyüzünden yer yüzün düşerken birbirine değmeden ilerler. Beyaz renkte olan bu tanecikler üst üstüne kaldıkça yerde birikir. Ancak birikmesini sağlayan bir diğer enden ise toprak ve atmosferin aynı soğuklukta olmasıdır. Topraktaki azot bakterileri sayesinde eriyerek toprağa karışır. Bu toprakların minerale ve vitamin bakımından değerlerini artırır. Karın içerisinde yüksek miktarda oksijen maddesi bulunur. Bu da doğada bulanan her canlı için faydalı bir maddedir. 

İLK KAR VE ŞEHİRLERE YAĞAN KAR TÜKETİLMEZ!

Bazı uzmanlar şehirlerde yağan karın ve ilk karın tüketilmemesi konusunda uyarıyor. Bunun nedenleri ise şehirlerdeki hava kirliliğinin fazla olması ve düşen ilk karda toz ve bakterilerin fazla olmasındandır. Ancak yüksek dağlara ve köylere yağan karlar temizdir. Bu yüzden rahatlıkla tüketilebilir. Ayrıca ülkemizde bazı yörelerde üzerine pekmez dökülerek tüketilir. Yapılan özel karışım grip ve enfeksiyonlu hastalıklara karşı bağışıklığı güçlendirir. Karışımın aynı sıra katı karın üzerine direk pekmez tüketilerek elde edilen tatlı tüketilir.

PEKİ KARI VE PEKMEZ KARIŞIMI NASIL HAZIRLANIR?

Yarım kase ısıtılmış üzüm veya keçi boynuzu pekmezi

Bir çay bardağı kar

Bir çay kaşığı pul biber

Bu uçlu iyice karıştırılarak tüketilir. Pekmez ve pul biberin içindeki anti-bakteriyel maddeler enfeksiyonlu hücrelerin azalmasını sağlarken karın içindeki oksijen maddesi de vücuttaki oksijen miktarını artırarak hücrelerin enerji miktarını artırır.

Boş vakitlerinizde hem eğlenceli vakit geçirmek hem de çocuğunuzun gelişimine yardımcı olmak için evde yapabileceğiniz kukla çeşitlerini haberimizde bulabilirsiniz. Oyuncak kuklalara para vermek yerine evde çocuğunuzla beraber basit malzemelerle kukla yapabilirsiniz. 5 dakikada yapabileceğiniz kukla modelleri! Kolay ve pratik kukla çeşitleri ile çoraptan kukla nasıl yapılır? Kuklanın çocuk gelişimine etkisi:

Okul öncesi dönemdeki çocukların en çok ilgisini çeken oyuncaklardan birisi de sesli bir şekilde okunan hikaye ya da masallar eşliğinde oynatılan kuklalardır. Basit ama bir çok işlevi bulunan kukla oyuncakların günümüzde pek çok çeşidi mevcuttur. İster parmağa geçirilebilecek kadar minik boyutta parmak kukla, ister de keçeden yapılarak oyuncak işlevinde kullanılan kuklalar çocuğun gelişimine katkı sağlamasının yanı sıra keyifli vakit geçirme imkanı da sağlar. Öğretmenlerin sınıflarında öğrencilerine verdiği derslerde tercih edebildiği kukla ile öğretim metodunda dersler hem eğlenceli hale gelebilir hem de hayal gücünün güçlenmesiyle sosyal, duygusal ve dil gelişimleri olumlu yönde ilerleyebilir. Biraz el beceriniz varsa kolaylıkla yapabileceğiniz kukla çeşitlerine bir de beraber göz atalım. Kolay yoldan çocuklar için kukla nasıl yapılır? Keçeden ve şönilden kukla nasıl yapılır? En pratik yoluyla çoraptan kukla yapımı…

ÇORAPTAN KUKLA NASIL YAPILIR? PRATİK KUKLA YAPIMI

KOLAY KUKLA YAPILIŞI:

MALZEMELER:

– 1 tane desenli ya da desensiz çorap

– Makas

– Keçe kumaş ya da karton kağıt

– Oyuncak göz ya da düğme

– Yapıştırıcı

HAZIRLANIŞI:

Öncelikli olarak dikkat etmeniz gereken ilk şey, satın almış olduğunuz çorabın elinizden geçirip dirseğinize kadar uzanacak boyutta olmasıdır.

Daha sonra kartonun içeri girmesi için çorap üzerinde minik bir delik açın.

Eninden 5 cm, boyundan 7,5 cm olacak şekilde oval şeklinde bir karton kesin.

Daha sonra kartonu çoraba yapıştırın ve oyuncak gözünüzü/ düğmenizi çorabın üzerine sabitleyin. İşte sevimli mi sevimli çorap kuklanız hazır bile!

NOT: Dilerseniz burun kısmına ya da farklı bir yere ponpon gibi aksesuarlar takarak kuklanızı daha şık bir hale getirebilirsiniz.

1- ŞÖNİLDEN KUKLA YAPIMI

KOLAY ŞÖNİL KUKLA YAPILIŞI:

MALZEMELER:

Renkli şönil

Yapıştırıcı

Ponpon

Makas

Oynar göz

YAPILIŞI:

Dilediğiniz renkteki bir şönili işaret parmağınıza dolayın.

Şönilin üs tarafına ponpon yapıştırın ve bu ponponun üzerine oyna göz ve burun yapıştırın. 

Ardından kuklaya kulak ve kol yapmak için iki adet kısa boyda şönil kesin ve eşit olacak şekilde ikiye katlayın. Uygun görülen yerlere yapıştırıcı ile sabitleyin.

2- KEÇEDEN KUKLA YAPIMI

MALZEMELER:

Renkli keçe

Makas

Yapıştırıcı

İğne-iplik

YAPILIŞI:

Kuklaya vermek istediğiniz şekli, istenilen renkte keçenin üzerinde 2 adet kesin. Aynı olan iki parçayı ya dikerek ya da yalnızca kenarlarından bir araya getirin.

Keçeli siyah kalem ile ya da iplik ile kuklanın yüz bölgesini çizin/dikin. Dilediğiniz gibi süsleyin.

KUKLANIN ÇOCUK GELİŞİMİNE FAYDALARI

Çocuk gözünden bakıldığında ‘oyun’ gibi algılanan kukla oldukça eğlenceli bir faaliyettir. Anaokulundaki serbest zaman etkinliklerinde tercih edilebilecek kuklalar sayesinde anlatılar zihin üzerinde daha kolay kalır ve böylece bilişsel gelişime katkı sağlanır. Çocukların göz önüne serilen kukla çeşitleri hayal güçlerinin gelişmesine yardımcı olarak yeni kelimeler edinme ve kelimelerin hangi durumlarda kullanıldığı rahatlıkla kavranabilir. Genel anlamda bakacak olursak kuklanın çocuk gelişimine faydaları şunlardır:

– El-göz koordinasyonunun gelişimine katkı sağlayarak motor becerilerini destekler.

– Duygu ve düşüncelerini ifade etme yeteneği gelişir.

– Grup etkinlikleriyle beraber sosyal ilişkilerin güçlenmesine yardımcı olur.

– Olayları ve davranışları taklit etme becerisiyle düşünme kabiliyeti gelişir.

– Çok boyutlu düşünme yeteneği gelişir.

Pandemi dönemiyle artış göstermeye başlayan stresli olma hali, kişinin günlük hayatını olumsuz yönde etkiliyor. Peki stresin olumsuz etkilerinden nasıl uzak kalınabilir? Generali Sigorta, stres yönetimin kolaylaşmasını sağlayan önerileri kamuoyuyla paylaştı.

Günlük hayat içerisinde gerilimi de sebep olabilen pek çok olumsuz durum, kişinin stresli olmasına neden olur. Fiziksel, zihinsel ve duygusal olarak etkileyen stres,  son dönemin en çok konuşulan kavramları arasında yer alıyor. 150 yıldır çalışmalarını sürdüren Generali Sigorta, stresin etkilerini azaltmaya ve yönetimi kolaylaştırmaya yardımcı olacak önerilerini kamuoyuna sundu. Stresten korunmak için zararlarının bilincinde olunması gerekir. Aşırı stres bir zaman sonra vücutta baş-boyun ve sırt ağrılarına, kaslarda gerginliğe, mide rahatsızlığına ve psikolojik olarak sinir haline, konsantrasyon bozukluğuna, asosyallik ile işkolikliğe, kötü beslenmeye neden olmaktadır. Bu etkilerden uzak kalmak için, stresin hayatınızda oluşturduğu olumsuzlukların bilincinde olmanız gerekir.

Bu olumsuzluklar arasında trafik sıkışıklığı ve mevcut işiniz yer alabilir. Eğer trafik sizi strese sokuyorsa araç kullanımını bir süreliğine azaltabilir ya da mevcut işiniz sebebiyle gerginlikler yaşıyorsanız, kendinize farklı bir iş bulabilirsiniz. Ancak stres yalnızca dış etkenlerden kaynaklanmamaktadır. Hayata bakış açınız da stresi yönetmeniz açısından önemlidir. Kendinize her gün mutlaka zaman ayırın. Böylelikle hem fiziksel hem de psikolojik açıdan kendinize yarar sağlamış olursunuz.

KENDİNİZE YÜKLENMEKTEN VAZGEÇİN

Her şeye evet dememeyi, gerektiğinde hayır demeyi öğrenin. Mümkün oldukça pozitif, olumlu insanlarla iletişim kurun. Bu insanlarla sosyalleşin ve günlük aktiviteler gerçekleştirin. Gerçekçi olun. Yaşadığınız sorunların benzerlerinin başkaları tarafından da yaşandığını, kimsenin kusursuz olmadığının bilincine vakıf olun. Kendinize düzenli bir yaşam stili belirleyin. Örneğin her gün aynı saatte uyuyup uyanın. Meyve ve sebze tüketimini, aşırıya kaçmadan düzenli hale getirin. Şeker, tuz, yağ, kolestrol, kafein vb. ürünlerin tüketimini azaltın.

Tüm bu önerileri uygulamanıza rağmen stresten kurtulamıyorsanız, bir uzmandan mutlaka tavsiye alın.

Yemeklere ayrı bir lezzet veren aynı zamanda şifasıyla ünlü sarımsağı sadece bütün şekilde değil, toz yaparak da yemeklerin içinde kullanabilirsiniz. Hem bu şekilde yemeğin içerisinde büyük büyük görünmeyecektir. Yurt dışında oldukça popüler olan sarımsak tozunun evde yapımını ve püf noktalarını sizlerle paylaşıyoruz.

Sarımsak, Alliaceae familyasına dahil olan, Allium cinsinden bir soğanlı bitki türüdür. Eski çağlardan beri çok yaygın kullanılan sarımsak antifungal ve antioksidan özelliklere sahip olup, kansere karşı koruyucu bitkilerin başında gelir. Özellikle soğuk algınlığı ve grip karşı koruyucu olan sarımsağı kokusundan ve tadının acı olmasından dolayı herkes tüketemeyebilir. İşte tam da bu noktada imdadınıza yetişecek enfes sarımsak tozu yer alıyor. Sarımsak tozu öğütülmüş, susuz sarımsaktır. 18. yüzyılda Fransa’da yaşanan veba hastalığını önlemek amacıyla kullanılan sarımsak tozu salatalara, çorbalara, yemeklere, mezelere katılabiliyor. Taze sarımsağın kurutulup toz haline getirilmesi ile meydana getirilen sarımsak tozu oldukça lezzetlidir. Taze sarımsak normalde %80 oranında su içerir. Kurutulma işlemine tabi tutulan sarımsakta su oranı oldukça düşer. Daha çok lezzetli hale gelir.

PEKİ SARIMSAK TOZU NASIL YAPILIR?

İstediğiniz miktarda sarımsakların kabuklarını soyup, baş kısımlarında yer alan tepecikleri temizleyin.

Daha sonra temizlenen sarımsakları yuvarlak yuvarlak doğrayın.

Doğranan sarımsaklar fırın tepsisi üzerine serilen yağlı kağıt üzerine dizin.

Fırın tepsisine sererken dikkat edilmesi gereken nokta üst üste gelmemeleridir.

200 derecede sarımsaklar iyice kuruyuncaya kadar kavurun.

Sarımsaklar ele alındığında sertleşmişse ve rengi değişmişse iyice kavrulmuş demektir.

Sarımsakları fırın tepsisinden alıp, temiz bir bez ya da ince bir tülbent üzerine serin.

Soğuduktan sonra içinde bulunduğu tülbent bohça halinde toplanarak havanın içine koyun.

Un haline getirilen sarımsaklar yaklaşık 30 dakika oda sıcaklığında dinlendirin.

Dinlendirdikten sonra sarımsak tozu karıştırın ve cam bir kavanoz içine koyup kapağı sıkıca kapatın.

Işık kapalı bir yerde yaklaşık 24 saat bekledikten sonra kullanılabilir.

Mutlaka kuru ve nemsiz bir yerde saklanması gerekir.

SARIMSAK TOZUNUN FAYDALARI NELERDİR?

Kan akışını hızlandırıcı etkiye sahip olan sarımsak tozunun tansiyon dengeleyici bir özelliği vardır. Doğal bir ürün olan sarımsak tozu yemeklere lezzet verirken, kan şekerini de düzenler. 

Metabolizmayı hızlandırıcı etkiye sahip olan sarımsak tozu, sağlıklı bir diyet ve egzersize ek olarak da kullanılabilir. 

Mide ve bağırsaklarda şişkinlik ve gaz oluşturabilen vücudu enfeksiyonlara karşı da korur.

Evlilik ve İlişki Danışmanı Sevgi Keleş, koronadan dolayı evlerde tıkılı kalan fertlerde birbirleriyle anlaşamama gibi sorunların çözümüne dair tüyolarda bulundu.

Ülkece zor günler atlattığımız şu günlerde evde tüm fertlerinin evde olması aile ilişkilerini olumsuz etkiledi. Çocukların uzaktan eğitim görmesi, yetişkinlerin evden çalışması derken devamlı kapalı ortamda bulunmak yanlış anlaşılmaları ve evdeki kavgaları arttırdı. Evlilik ve İlişki Danışmanı Sevgi Keleş mutlu bir yuva için çözüm önerilerini anlattı. 

Pandemi dönemi boyunca yaşadığı deneyimleri ve tecrübeleri yorumlayan Sevgi Keleş, aile ilişkilerinin nasıl düzelebileceğinin tüyolarını verdi. 

– SÜRECİN SORUMLUSU EŞİNİZ YA DA ÇOCUKLARINIZ DEĞİL

Hayatın her alanında olduğu gibi burada da empati sağlamak aile içi ilişkileri kurtarabilmek adına oldukça önemlidir.Ailedeki her yaş grubunun aynı derecede bunaldığı ve korona öncesindeki hayatı özlediği düşünülmeli. Ev içerisindeki iletişimi dengede tutarak aileler çatışmalardan kendilerini koruyabilir.

NET OLMAK ÖNEMLİ

Birbirinize karşı beklentilerinizi, isteklerinizi net bir şekilde güzelce izah edin. Hiçbir şey söyleyip etmeden direkt karşımızdaki kişiden kendinizi anlamasını beklemeyin.

İLK ADIM SİZDEN YANA OLSUN

Aile içerisindeki iletişimin kuvvetli olması ve kavgaların azalması için minik sürprizler yapmak, anlayışlı olmak ve yardımsever olmak gibi iyi davranışlarla iyi niyetinizi gösterebilirsiniz.

İHTİYAÇLAR KİŞİYE GÖRE DEĞİŞİYOR

Yetişkin kimselere aykırı gelen bazı davranışlar çocukların enerjilerini boşaltma şekli olabilir. Oyun dönemindeki çocuklarda bu durumdan olumsuz etkilendiği için  her şeyin geçici olduğu, izah edilmeli ve imkanlar dahilinde çocukluklarını yaşamaya izin verilmelidir.

Ağrı’nın enfes lezzetlerinden olan diyet Abdigör köftesi lezzetiyle parmak yedirtiyor! En eski diyet yemeklerinden olan Abdigör köftesi nasıl yapılır?

Anadolu’nun en eski diyet yemeklerinden olan Abdigör köftesi, yağsız etin tokmakla dövülmesiyle yapılan en lezzetli tariflerinden biridir. Ağrı mutfağının meşhur yemeği olan Abdigör köftesi, özellikle de kilo vermek isteyenlerin favorisinde! İnce ve fit görünümünü korumak isteyen kimselerin mutfaklarında tercih edebileceği Abdigör köftesi ile alışılmış lezzetlerin dışına çıkabilirsiniz. Yöresel lezzetlerden uzaklaşmayıp diyete kaldığınız yerlerden devam etmek istiyorsanız, sınırlarınızı zorlamadan yapabileceğiniz meşhur köfte tarifi ile sizlerleyiz! Düşük kalorili ve lezzetli Abdigör köftesi tarifinin yapılışını öğrenmek için haberimizin ayrıntılarına bakabilirsiniz:

DİYET ABDİGÖR KÖFTESİ TARİFİ:

MALZEMELER:

1 kilogram dana bonfile
2 adet yumurta
1 adet kuru soğan
2 yemek kaşığı karabiber
2 çay kaşığı kırmızı toz biber
2 yemek kaşığı tuz
500 gram tereyağı
2 su bardağı pirinç
Tuz
2 litre et suyu
1 kg domates
Maydanoz

YAPILIŞI:

Diyet Abdigör köftesinin tarifini uygulamak için bonfileleri tahta tokmağın üzerinde tam 25 dakika dövün. Yağ ve sinir kısımlarını ayırıp 1 yemek kaşığı tuz döküp bir 25 dakika daha dövün. Öte yandan incecik doğranan soğanlarla macun haline getirin. Macunlaştırdığınız ete soğan, karabiber, toz biber, un ve yumurtayı ilave edip yoğurun.

Tencereye et suyunun yarısını döküp kaynatın ve içine göz kararı tuz atın. Köfte harcından ceviz büyüklüğünde parçalar koparıp yuvarlayıp kaynamış suya atın. Kapalı olmak kaydıyla 20-25 dakika pişirdiğiniz köfteleri sudan kevgirle alın. Ayrı bir tencereye 150 gr. tereyağı ekleyip suda çözülen pirinci yağ içinde kavurun. Et suyu ve tuzu döküp pişmesini bekleyin.

250 gr. tereyağını eritip haşlanan köfteleri yağda kavrulmasını sağlayın. Sosunu yapmak için domatesleri küp küp doğrayıp arta kalan tereyağında soteleyin. Ortası çukur görünecek pilava domates sosu ilave edip, kıyılmış maydanozları serpin.

Dünyaca ünlü giyim ve aksesuar markası Gucci’nin reklam kampanyasıyla adını duyuran, dünyanın ilk down sendromlu modeli Ellie Goldstein Allure Magazine dergisinin aralık sayısına kapak oldu.

Dünyanın moda devlerinden Gucci, reklam kampanyasında bir ilke imza atmış ve down sendromlu bir modelle çalışmıştı. Dünyanın ilk down sendromlu modeli olan Ellie Goldstein, bu sayede adını duyurmayı başarmıştı.

Goldstein şimdi de, dünyanın bir dergiye kapak olan ilk down sendromlu modeli oldu. Genç model, Allure Magazine dergisinin Aralık sayısı için objektif karşısına geçti. İnternet üzerinde de paylaşılan fotoğraflar, sosyal medyada büyük beğeni topladı.

Sosyal medyada son günlerde sık sık karşılaştığınız aynı zamanda cildinizdeki lekelerden kurtulmak için internette leke kremi diye aradığınızda ilk sıralarda karşılaştığınız Sinoz Leke kremi gerçekten ciltteki lekeleri gideriyor mu? Sinoz leke kremini hakkında merak edilen tüm soruların yanıtı hazırladığımız bu yazıda kolayca bulabilirsiniz.

Cilt lekeleri yaşamın ilerleyen dönemlerinde gelişen koşullar, yanlış beslenme, genetik yapı, kirli hava, makyajla uyuma ya da daha farklı nedenlerden dolayı oluşabilir. Normal cilt renginden daha belirgin olarak ortaya çıkan lekeleri gidermek için her türlü yöntemi deniyor farklı farklı ürünlerle cildinizdeki lekelerden kurtulmak istiyorsanız sizlere muhteşem bir haberimiz var. Son günlerde adını sıkça duyduğunuz ünlü isimlerin bile severek kullandığı Sinoz Leke kremini sizler için mercek altına aldık. 

Sinoz yerli bir marka ve 2008 yılında kurulmuş. Günümüzde ise yurt dışında pek çok ülkeye ihracat edildiği görülüyor.

SİNOZ LEKE KREMİ NEDİR? NE İŞE YARAR?

Sinoz Leke kreminin içerisinde bol miktarda C vitamini bulunuyor. Böylelikle çeşitli dış etmenler nedeni ile oluşan lekelerin giderilmesini sağlarken cilt beyazlatmaya da yardımcı oluyor. 

Yuvarlak bir ambalajı olan Sinoz leke kreminin içerisinde 30 ml ürün bulunuyor. Kremin içerisinde kesinlikle kimyasal ürün bulunmamakta olup uzun vadede cilde zararlı olmayacağı firma tarafından ifade ediliyor. At kestanesi, papatya ve su teresi gibi tamamen doğal bitkisel maddelerden hazırlanıyor.

Sabah ve akşam düzenli bir şekilde uygulanması gereken Sinoz leke kreminin ciltte oluşan lekeleri gidermektir. Güneş lekeleri ve sivilce lekeleri en çok kullanılma amacıdır. Ancak bunun dışında ağda nedeni ile oluşan kararmalar nedeni ile de tercih edilebilir. Bıyık, bikini ve kol altı kararmaları için leke giderici ve beyazlatıcı özelliği nedeni ile kullanabilirsiniz.

Leke giderici kremin etkisini görmek için en az 1 ay düzenli kullanılması gerekiyor. Cilt bir anda yenilenmediğinden dolayı kısa sürede mucizeler beklememek gerekli.

Lekeleri için bu ürünü kullanan pek çok kişi mevcut. Yorumlarda düzenli kullanımın üzerinde duruluyor. 1 hafta kullanıp sonuç almayı beklemek hayali oluyor. Ancak unutmamalısınız ki her krem herkeste aynı sonucu vermiyor. Sinoz krem kullananlar arasında memnuniyetini belirtenler kadar işe yaramadığını söyleyenler de bulunuyor.

Sinoz leke giderici krem yorumlarında uzun süreli lekeleri tamamen geçirmese dahi %60-80 aralığında iyileşmelere neden olduğu var. Ayrıca kremi sadece nemlendirici olarak kullananlar da mevcut.

Günümüzde yanık ve yara kremi olarak bilinen Silverdin krem, kısa sürede etkisini gösterdiği için herkes tarafından tercih ediliyor. Özellikle yanıklarda kullanımı oldukça etkili Silverdin krem, araların ve yanığın iltihap kapmasını önlemek için sıklıkla kullanılmaktadır. Peki Silverdin Krem ne işe yarar? Silverdin Krem nasıl kullanılır? Silverdin Krem fiyatı nedir? öğrenmek istiyorsanız yazımıza göz atabilirsiniz.

Yanık sonrasında hemen sürüldüğünde hem kızarıklığı hem de acısını alan Silverdin krem, içerisindeki etken maddeler sayesinde cildi olumlu yönde etkiliyor. Özellikle içerisinde gümüş sülfadiazin sayesinde bakterilerin cilt yüzeyinde gelişmesini ve artmasını engelleyen bu krem, reçete ile satılsa da eczanelerden temin edebilirsiniz. Hem yara hem de yanık tedavisinde kullanılan Silverdin, 40 gramlık ambalajlarda satılıyor. Eczane raflarının bir numaralı kremlerinden olan Silverdin kremi uzmana danışarak sizlerde kullanabilirsiniz.

SİLVERDİN KREM NASIL KULLANILIR?

Silverdin kremi doktorunuz reçete ettiyse, öncelikle doktorunuzun söylediği gibi kullanmaya özen göstermelisiniz. Genel olarak kullanım şekli ise çok basittir.

Silverdin kremin uygulanacağı yara ve yanık olan bölgeyi öncelikle temizleyin.İnce bir tabaka halinde bölgeye güzelce sürün. Üzerine varsa tedavi amaçlı kullanılan sargı bezi ile sarın. Eğer sargı beziniz yoksa steril edilmiş bir bez ile kapatın. Günlük kullanım dozu olarak da 1 defa sürmeniz yeterli olacaktır.

SİLVERDİN KREMİN FİYATI NEDİR?

Silverdin krem hem reçeteli hem de reçetesiz olarak satılmaktadır. Ancak reçeteli satıldığı zaman bir kısmı devlet tarafından karşılanmaktadır. Silverdin krem fiyatı 9.32 TL‘dir.