Şunun için etiket arşivi: yemek tarifleri

Doğanın mucizevi sebzeleri arasında yer alan ve sonradan keşfedilen alabaş sebzesinin faydalarından yararlanmak için enfes bir çorba tarifimiz var. Yapımı oldukça basit olan alabaş çorbası sıcak sıcak kış aylarında iyi gidecek. Pratik alabaş çorbasının tarifi:

İçerisinde bulunan bolca potasyum sayesinde tansiyonu dengeleyen aynı zamanda kalp ve damar hastalıklarına yakalanma riskini azaltan alabaşla tanışmadıysanız şimdi onunla tanışmanın tam zamanı. Enerji ve şifayı sağlayacak alabaş ile yapabileceğiniz en leziz çorba tarifini sizler için hazırladık. Türkiye’de yeni yeni tanınmaya başlayan alabaş otu yurt dışında “kohlrabi” ve “cennet topuzu” olarak da biliniyor. Ülkemizde son zamanlarda tanınmaya başlayan bu sebze vücudu temizleyerek bağışıklığı güçlendiriyor. Lahana, brokoli, karnabahar, kale, Brüksel lahanası, kara lahana gibi sebzeler ile aynı grupta yer alan alabaş eski yıllarda Anadolu’da çokça pişiriliyordu.

ALABAŞ ÇORBASI TARİFİ:

MALZEMELER

2 adet beyaz alabaş
3 yemek kaşığı zeytinyağı
1 adet orta boy kuru soğan
3 diş sarımsak
10 gram taze zencefil
1,5 yemek kaşığı un
1 tatlı kaşığı toz zerdeçal
1 su bardağı süt
6 su bardağı su
1 çay kaşığı toz karabiber
Yarım çay kaşığı tuz

YAPILIŞI

Alabaşı küp küp doğrayın. Daha sonra soğanları ve sarımsakları ince ince doğrayın.

Ardından taze kök zencefili rendenin ince tarafıyla rendeleyin.

Tencerenin dibine zeytinyağını soğanları, sarımsakları, zencefil ve zerdeçalı koyun ve orta ateşte 1-2 dakika soteleyin.

Sonrasında tencereye unu ekleyin. Biraz karıştırdıktan sonra alabaş parçalarını tencereye alıp karıştırın.

Üzerine süt ve suyu da ekleyerek 10 dakika kaynatın. 

Kaynadıktan sonra ocağın altını kapatıp, karabiber, tuz ve toz zencefili ekleyerek blenderdan geçirin.

Sıcak sıcak servis edebilirsiniz.

Afiyet olsun…

Ülkemizde sos genellikle yemekler yapılırken kullanılır. Bir anlamda yemeklerin suları, sosları olarak düşünülebilir. Her zaman yemekten ayrı hazırlanan ve eşlik ettiği yemeğin lezzet ve görünüm yönünden tamamlayıcısı olan en temek 5 sos tarifini sizlerle paylaşıyoruz.

Yemeklere ilave bir lezzet katan ve bir aşçılık terimi olan sos, yemeklerin hazırlanmasında ya da yemeklerin servisi sırasında kullanılan sıvı ya da yarı katı haldeki karışımlardır. Sosların en büyük özelliği tek başlarına değil; ana yemeğe aroma, lezzet ya da görsellik katmak üzere kullanılmasıdır. Bunlara ek olarak soslar yutmayı kolaylaştırıcı etkisi ile de ön plana çıkar. Fransa krallarından biri ile evlenen bir İtalyan prensesi ile birlikte sos kültürünün Fransa’da yayıldığı söylenir. Bu nedenle sos çeşitleri isimleri genellikle Fransız kökenlidir. Dünya mutfağında kullanılan 5 temel sos bulunur. Bunlardan dört tanesi (beşamel, veloute, espanyol ve domates) 19’uncu yüzyılda ünlü şef Marie-Antoine Careme tarafından “19’uncu Yüzyılda Fransız Mutfak Sanatı” isimli kitapta listelendi. Bu dörtlüye daha sonra hollandez sos eklendi. Bu 5 sosun temel soslar diye adlandırılmasının nedeni ise diğer tüm tatlı ve tuzlu sosların bu beşliden türetildiğine inanılmasıdır.

Temel sosların malzemelerini basit birer matematik formülüyle anlatmak da mümkündür.

  • Beşamel = Roux + Süt ürünü (süt ya da krema)
     
  • Veloute = Roux + Tavuk/Sebze/Balık suyu
     
  • Espanyol = Roux + Et suyu
     
  • Domates = Roux + Domates (İtalyanlar domates sosu yaparken roux kullanmaz, sadece domatesi suyunu çektirene kadar düşük sıcaklıkta pişirir)
     
  • Hollandez = Yumurta sarısı + Sadeyağ + Ekşilik verici bir malzeme (limon suyu)
     

5 temel sos söz konusu olduğunda, lezzetten daha önemli bir şey varsa o da kıvamdır. Çünkü bu sosların, yemeğin diğer malzemelerini güzelce kaplaması gerekir. Bunun için de bilinmesi gereken en önemli şey Fransızca ‘roux’ adıyla bilinen un ve yağ karışımdır. Çünkü 5 sostan dördünün temelinde ‘roux’ bulunur. Eşit miktarlarda un ve tereyağı orta sıcaklıkta kavrulur ve ortaya roux çıkar. Üzerine bu ikisinin sosa dönüşmesini sağlayacak sıvı eklenir. Bu sıvının fazlası buharlaşana kadar pişirmeye devam edilir.

Peki bu sosların hangisi neye yakışıyor? Gelin hepsine teker teker yakından bakalım:

BEŞAMEL SOS

Beşamel sos en çok makarnalarla iyi giden bir sostur. Makarna ve brokoli ile oldukça lezzetli olan beşamel sos, içine gravyer ya da parmesan peyniri de eklemeye açıktır. Peynir eklendiğinde, beşamel sos, ‘’mornay’’ sosa dönüşür.

VELOUTE SOS

Veloute sos için rouxu yumuşatmak gerekir. Bunun için de süt yerine tavuk ya da sebze suyu kullanılır. Ancak veloute sos için bilinmesi gereken; bitmiş bir sos olmamasıdır. Et sosunun, mantar sosunun ve karides sosunun temeli bir sosudur.

ESPANYOL SOS

Espanyol sos, aslında herkesin ‘kahverengi sos’ olarak bildiği sosdur. Espanyol sos için temel malzemeler; mirepoix olarak da bilinen havuç, kereviz ve soğan karışımı, et suyu ve kemikli et kullanımısıdır. Daha sonra ise içerisinde domates sosu ve baharatlar ilave edilir. Dömiglas sos yapmak için ise espanyol sosuna eklenen et suyunun oranı arttırılır, Bordelez sos için ise dömiglasa kırmızı şarap ve çeşitli baharatlar ilave edilir. Bu soslar et yemekleri ile oldukça lezzetli gider.

DOMATES SOS

Makarnalarda yaygın olarak kullanılan domates sosu, soğan ve sarımsaktan oluşan pratik bir sostur.

HOLLANDEZ SOS

Hollandez sos esasında daha sıvı mayonezdir. Fakat hollandezde mayonezden farklı olarak zeytinyağı yerine sade yağ şeklinde tabir edilen, suyu buharlaştırılmış tereyağ kullanılır. Hollandez sosun kesilmemesi oldukça önemlidir. Şayet sos kesilirse, içine biraz kaymak ilave edilebilir ve pürüzsüz kıvamını yeniden elde edene kadar çırpmak gerekmektedir. Hollandez sosu şekersiz çırpılmış kremayla karıştırılırsa ortaya Muselin sosu elde edilir. Bu sos balıklarla ve sebzelerle oldukça lezzetli olur.

Kış mevsiminde çok fazla tükettiğimiz, tatlısını ve çorbasını yaptığımız balkabağını bir de börekte denemenizi tavsiye ediyoruz. Çay saatlerinizde sofranızı şenlendirecek bu lezzetli böreğin tarifini haberimizde bulabilirsiniz…

Böreğin her türlüsünü severim diyenlerdenseniz ve daha farklı bir şeyler hazırlamak isterseniz, bu börek tam size göre… Bal kabağı, tarçın ve ceviz üçlüsünün birleşip inanılmaz güzel bir lezzet ortaya çıkardığı tariflerden biri. Farklı lezzetler tatmayı ve değişik tarifler denemeyi sevenler için hazırladığımız çıtır kabak böreği tarifi, göçmenlerin mutfağına ait. İşte balkabaklı çıtır börek tarifi…

BALKABAKLI POĞAÇA TARİFİ:

MALZEMELER

1 kg ayıklanmış bal kabağı
500 gr tatlı lor peyniri
6 adet yufka
1,5 su bardağı süt
1,5 su bardağı zeytinyağı
2 adet yumurta
Tuz, karabiber
Susam

YAPILIŞI

Bal kabakları temizledikten sonra tencerede bir miktar su ekleyerek güzelce pişirin. Daha sonra püre haline getirin ve içerisine lor peynirini ve baharatları ilave edip karıştırın.

Ayrı bir kabın içerinde de süt, yumurta ve zeytinyağını iyice çırpın.

Yufkanın arasına sütlü karışımdan sürüp, üçgen olacak şekilde eşit parçalara ayırın. Üçgen dilimlerin üzerine kabaklı karışımdan koyup rulo haline getirin.

Tüm yufkalar için aynı işlemi uyguladıktan sonra üzerine yumurta ve susam koyarak 200 derece önceden ısıtılmış fırında 20 dakika üzeri ve altı kızana kadar pişirin.

Afiyet olsun…

Dünya Kadınlar günü dolayısıyla eşine sürpriz hazırlamak isteyen beylere yardımcı olmak ya da ilham olmak için hazırladığımız 8 Mart günün menüsü pratik ve lezzetli tariflerden oluşuyor. İşte 8 Mar günün menüsü ve Dünya Kadınlar günü yemeği…

Her yıl 8 Mart’ta kutlanan Dünya Kadınlar Günü, Birleşmiş Milletler tarafından tanımlanmış uluslararası bir gündür. Kadınların siyasi, sosyal ve ekonomik başarılarının kutlanması için ayrılan bu gün, bazı ülkelerde resmi tatil olarak kabul edilirken, bazı ülkelerde kadınlığın kutlandığı gün olarak bilinir. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde annenize, nişanlınıza veya eşinize sürpriz yapmak isteyenler için nefis bir menü hazırladık. İşte, evde kolayca hazırlayabileceğiniz Kadınlar Günü Menüsü:

DOMATES ÇORBASI:

Bu özel günde hafif bir başlangıç yapmak isteyenler için önerimiz, domates çorbası. Yalnızca 30 dakikada hazırlanan domates çorbası ile ana yemekten önce midenizi rahatlatabilirsiniz.

KÜŞLEME:

Romantik bir sofra kurmak isteyenler için ana yemek önerimiz ise küşleme. Kuzu etinden hazırlanan küşleme, Antep mutfağıyla özdeşleşmiştir. Yalnızca 20 dakikada hazırlanan bu tarif, yoğurt ve salçalı sos ile marine edilir.

PİRİNÇ PİLAVI:

Kırmızı etin yanında sunulabilecek birçok alternatif olsa da, biz tercihimizi klasik pirinç pilavından yana kullandık. Hem kolay hazırlanması, hem de lezzetiyle küşlemenin yanına çok yakıştığını söylemeden geçmeyelim.

BEYAZ LAHANA SALATASI:

MALZEMELER

500 gr beyaz lahana
Yarım çay bardağı sirke
1 yemek kaşığı toz şeker
3 yemek kaşığı mayonez
2-3 dal maydanoz
1 havuç
1 kase yoğurt
Tuz

YAPILIŞI

Öncelikle kullanacağınız lahanaları bol su ile durulayın ve ince ince kıyın.

Kıyılmış lahana, sirke ve şekeri bir kaseye alıp elinizle ovalayarak karıştırın. Yoğurt, mayonez, rendelenmiş havuç, tuz ve kıyılmış maydanozu ekleyip karıştırın.

İki karışımı harmanlayıp servis tabağına alın. Üzerini ufalanmış maydanoz yaprakları ile süsleyin.

Beyaz lahana salatasını, fırında tavuk ile birlikte servis edebilirsiniz. Şimdiden afiyet olsun.

TENCERE SUFLE:

Zamanı dar olan kişiler için önerimiz, tencerede sufle. Ortalama 15 dakikada hazırlanan tencerede sufle tarifini, meyvelerle birlikte sunabilirsiniz.

Afiyet olsun…

Günümüzde popüler olarak sevilen birçok yemeğe eklenebilen arpacık soğan, birden çok faydası olan bir besindir. Yemeklere muhteşem lezzet katan arpacık soğan evde olmadığında ne yapmalı konusunda kadınlar araştırma yapıyor. Bu durumda hepimizin aklına “Yerine başka soğan kullanamaz mıyım?” sorusu gelir. Sizin için bu sorunun cevabını araştırdık.

Arpacık soğanı, genellikle geleneksel soğan ve sarımsak arasında ince bir karışım olarak tanımlanan bir tada sahip küçük, uzun bir soğan türüdür. Pırasa, frenk soğanı, yeşil soğan, sarımsak ve beyaz, sarı ve tatlı soğan gibi diğer soğan çeşitlerinin yanı sıra Allium ailesine ait olan arparcık soğan, kalsiyum, demir, magnezyum, fosfor, potasyum, çinko, bakır, folat, B vitaminleri ve A ve C vitaminleri dahil olmak üzere daha konsantre bir protein, lif ve mikro besin kaynağıdır. Rengi bakır renginden griye kadar değişir. Arpacık soğanının iki ana türü vardır: Bunlar daha büyük ve güçlü bir tadı olan Jersey ya da “yanlış” arpacık soğanları ve daha küçük ve tadı daha hafif olan “doğru” arpacık soğanlarıdır.

Ayrıca arpacık soğanları vücudu koruyan ve kanser, kalp hastalığı ve diyabet hastalığı riskini azaltan, sebze ve meyvelerden elde edilebilen bir tür antioksidan olan flavonoid de içerir. Arpacıkların yumuşaklığı, onları daha hassas tatlar gerektiren tarifler için ideal hale getirir.

Arpacık yemenin bazı popüler yolları şunlardır:

diğer sebzeler, tofu veya etin yanında ızgara,

doğrayın ve kızartmaya, çorbalara ekleyin,

 doğrayın ve salataların veya makarna yemeklerinin üzerine çiğ serpin,

ev yapımı pizza üstünde kullanın,

kıyma ve soslarla birlikte kullanın.

EĞER ARPACIK SOĞAN YOKSA NE KULLANILIR?

Elinizde arpacık yoksa, en iyi ikame ortak bir soğan artı bir tutam kıyılmış veya kurutulmuş sarımsaktır. Arpacık soğanlarının ve geleneksel soğanların farklı lezzetler sunduğunu unutmayın.

Soğanları bir bütün soğan yerine değiştiriyorsanız, genellikle bir tarifte her soğan için üç arpacık kullanılması tavsiye edilir. Yine, arpacık soğanı yaygın soğan ile aynı tadı sunmaz.

Arpacık soğanları, çorbalar, salatalar ve soslar gibi çeşitli yemeklere mükemmel bir katkı sağlayabilen hafif bir tada sahiptir. Birçok tarifte, arpacık soğanları sarımsakla karıştırılmış soğanlarla değiştirebilirsiniz.

Arpacık soğanı çiğ eklemeniz gereken tariflerde kuru soğan kullanmak pek uygun olmaz. Kuru soğanın lezzeti çok baskın gelecektir.  Öte yandan arpacık soğan daha küçük ve ince katmanlı olduğundan, tarifte kuru soğan kullanacaksanız çok daha ince doğramanız gerekir.

Aynı şekilde kuru soğan yerine de arpacık soğanı rahatlıkla kullanabilirsiniz. Özellikle yoğun soğan tadından hoşlanmayanlar için arpacık soğan uygun bir seçenek olabilir.

Yemeklere ayrı bir lezzet veren aynı zamanda şifasıyla ünlü sarımsağı sadece bütün şekilde değil, toz yaparak da yemeklerin içinde kullanabilirsiniz. Hem bu şekilde yemeğin içerisinde büyük büyük görünmeyecektir. Yurt dışında oldukça popüler olan sarımsak tozunun evde yapımını ve püf noktalarını sizlerle paylaşıyoruz.

Sarımsak, Alliaceae familyasına dahil olan, Allium cinsinden bir soğanlı bitki türüdür. Eski çağlardan beri çok yaygın kullanılan sarımsak antifungal ve antioksidan özelliklere sahip olup, kansere karşı koruyucu bitkilerin başında gelir. Özellikle soğuk algınlığı ve grip karşı koruyucu olan sarımsağı kokusundan ve tadının acı olmasından dolayı herkes tüketemeyebilir. İşte tam da bu noktada imdadınıza yetişecek enfes sarımsak tozu yer alıyor. Sarımsak tozu öğütülmüş, susuz sarımsaktır. 18. yüzyılda Fransa’da yaşanan veba hastalığını önlemek amacıyla kullanılan sarımsak tozu salatalara, çorbalara, yemeklere, mezelere katılabiliyor. Taze sarımsağın kurutulup toz haline getirilmesi ile meydana getirilen sarımsak tozu oldukça lezzetlidir. Taze sarımsak normalde %80 oranında su içerir. Kurutulma işlemine tabi tutulan sarımsakta su oranı oldukça düşer. Daha çok lezzetli hale gelir.

PEKİ SARIMSAK TOZU NASIL YAPILIR?

İstediğiniz miktarda sarımsakların kabuklarını soyup, baş kısımlarında yer alan tepecikleri temizleyin.

Daha sonra temizlenen sarımsakları yuvarlak yuvarlak doğrayın.

Doğranan sarımsaklar fırın tepsisi üzerine serilen yağlı kağıt üzerine dizin.

Fırın tepsisine sererken dikkat edilmesi gereken nokta üst üste gelmemeleridir.

200 derecede sarımsaklar iyice kuruyuncaya kadar kavurun.

Sarımsaklar ele alındığında sertleşmişse ve rengi değişmişse iyice kavrulmuş demektir.

Sarımsakları fırın tepsisinden alıp, temiz bir bez ya da ince bir tülbent üzerine serin.

Soğuduktan sonra içinde bulunduğu tülbent bohça halinde toplanarak havanın içine koyun.

Un haline getirilen sarımsaklar yaklaşık 30 dakika oda sıcaklığında dinlendirin.

Dinlendirdikten sonra sarımsak tozu karıştırın ve cam bir kavanoz içine koyup kapağı sıkıca kapatın.

Işık kapalı bir yerde yaklaşık 24 saat bekledikten sonra kullanılabilir.

Mutlaka kuru ve nemsiz bir yerde saklanması gerekir.

SARIMSAK TOZUNUN FAYDALARI NELERDİR?

Kan akışını hızlandırıcı etkiye sahip olan sarımsak tozunun tansiyon dengeleyici bir özelliği vardır. Doğal bir ürün olan sarımsak tozu yemeklere lezzet verirken, kan şekerini de düzenler. 

Metabolizmayı hızlandırıcı etkiye sahip olan sarımsak tozu, sağlıklı bir diyet ve egzersize ek olarak da kullanılabilir. 

Mide ve bağırsaklarda şişkinlik ve gaz oluşturabilen vücudu enfeksiyonlara karşı da korur.

Prof. Dr. Osman Müftüoğlu bugünkü köşe yazısında okurlarından gelen “mantı mı yoksa makarna mı” sorusunu yanıtladı.

Yıllardır hangisinin daha yararlı olduğu konusunda ortak bir fikre varılmayan makarna ve mantı konularına değinen Prof. Dr. Osman Müftüoğlu mantıyı makarnaya tercih etmek gerektiğini belirtti. Müftüoğlu yazısında yemeklerin nasıl pişirilmesi gerektiği yönündeki tavsiyelerini de okurlarına iletti.

İşte Osman Müftüoğlu’nun yanıtı:

Soruyu daha önce de yanıtladım ama tekrarda fayda var: İkisinin de kendine has lezzeti, besleyici yönleri var. Eğer İtalyan mutfağına tutkun biriyseniz makarnayı, Anadolu mutfağını tercih ediyorsanız mantıyı tercih edin. Makarnayı tercih ettiğinizdeyse onu az pişirmenizi, mümkünse yoğurt veya kıymayla tüketmenizi tavsiye ederim. Zira az pişmiş ve proteinle evlendirilmiş makarnanın lezzeti daha fazla, zararı daha azdır. Az pişmiş makarnanın “kan şekerini aniden yükseltip insülin patlamalarına yol açma” ihtimali azalır. “

“Mantıya gelince… Mantı bir hamur işi mucizesidir. İçine yerleştirilen kıyma ve üzerine eklenen yoğurt mükemmel bir “karbonhidrat-protein evliliği” örneğidir. Lezzet de besleyicilik de zarar verme ihtimalini azaltma mantığı da 10 numaradır. Kısacası mantıda sadece lezzet değil, mantık da var. Dolayısıyla mantıyı makarnaya tercih etmek lazım.”

KIYMALI MAKARNA TARİFİ:

MALZEMELER

500 gram makarna
300 gram yağsız dana kıyma
1 adet soğan
1 adet domates
3 adet çarliston biber
1 tatlı kaşığı domates salçası
1 tatlı kaşığı biber salçası
50 gram tereyağı veya sıvı yağ
Tuz
Karabiber
Kırmızı biber

YAPILIŞI

Makarnaları içine 1 çorba kaşığı sıvı yağ ve yarım kaşık tuz katılmış kaynar suya atın. Biraz karıştırdıktan sonra 13-15 dakika haşlayın. Süzgeçten geçirin. Üzerine 1 bardak soğuk su dökün, o da süzüldükten sonra içinde 1 çorba kaşığı sıvı yağ bulunan servis tabağına alıp karıştırın.

Kuru soğanı ince ince doğrayın. Salça ile birlikte tereyağı veya sıvı yağda kavurun. Üzerine kabukları soyulmuş, çekirdekleri çıkarılmış küp doğranmış domatesi de koyarak kavurmaya devam edin ve son olarak kıymayı ekleyin. Yeterince tuz, karabiber ve kırmızı pul biber de ilave edin. İyice kavurup indirmeye yakın halka halka doğranmış, çekirdekleri çıkarılmış biberleri de ilave edin.

Karışımı servis tabağındaki makarnanın üzerine yayın. 

MANTI TARİFİ:

MALZEMELER

İç harcı için;

1 kilogram kıyma
2 adet soğan
Tuz
Pul biber
Karabiber
Nane

Hamuru için;

9-10 bardak un
3-4 bardak ılık su
Tuz

YAPILIŞI

Un, su ve tuzu yoğurup çok sert bir hamur elde edin. Üzerini kapatıp dinlenmesi için bekletin.

Soğanları rendeleyip suyunu iyice sıkın. Baharatlarla beraber kıymayı iyice yoğurun.

Hamuru dinlendirdikten sonra bezelere ayırın.

Tezgahı unlayıp her bezeyi oklava ile açın.

Açtığınız hamurunuzu istediğiniz büyüklükte kare şeklinde kesin.

Her kareye de kıymalı harcı yerleştirip uçlarını birbirine yapıştırarak kapatın.

Kaynayan suya tuz ilave edin ve mantıları içine atıp pişirin.

Ara ara kontrol edin fazla yumuşamamasına özen gösterin.

Yoğurdu biraz suyla seyreltin. Dilerseniz yoğurdun içine ezilmiş sarımsak da ekleyebilirsiniz.

Tereyağını da tavada eritin. Üzerine salça ekleyip kavurun.

Az miktar su ile açın ve kaynatın.

Mantıyı süzüp üzerine önce yoğurdu ardından salçalı sosu dökün.

Sıcak servis yapın.

OTURMAK NASIL HASTA EDİYOR?

Siz oturma eylemini başlattıktan en geç 20-25 dakika sonra kalça kaslarınızda “insülin direnç” hali başlıyor. Bu tatsız gelişme ise kanda insülin artışına, şeker-yağ ayarının altüst oluşuna, kilo almaya, damar yaşlanmasına sebep oluyor. İşte bu nedenle bu sayfada size sık sık “Oturmak bedene yapılan en büyük ihanettir!” uyarısı yapılıyor.

Netice şudur: Çok gerekli değilse, oturarak geçirdiğimiz süre 20-30 dakikadan uzun sürmesin. Ara verip hiç olmazsa 3-5 dakikalık kısa bir yürüyüş yapmayı lütfen ihmal etmeyin.

Dillere destan olan Özbek pilavına rakip olacak hatta sık sık pişireceğiniz Özbek çorbasının tarifini sizlerle paylaşıyoruz. Tam bir besin deposu olan Özbek çorbası küçük büyük demeden herkesin başlangıç haline gelecek. Sizde farklı bir tarif arıyorsanız Özbek çorbasını mutlaka pişirmelisiniz.

Etli yemekleri ve çeşit çeşit besinleri kullanılarak pişiren tarifleriyle meşhur olan Özbek mutfağına ait bir çorbanın tarifini sizlere sunuyoruz. Bol vitaminli, proteinli Özbek çorbasını başlangıç olarak tüketmek yerine bir öğün olarak bile sayabilirsiniz. Hem sebzeli, hem etli, oldukça lezzetli Özbek çorbasının tarifi bugünkü yazımızda.

ÖZBEK ÇORBASI TARİFİ:

MALZEMELER

500 gram dana kuşbaşı eti
2 adet soğan
2 yemek kaşığı sıvı yağ
2 adet domates
1 tatlı kaşığı domates salçası
1 su bardağı aşurelik buğday
Yarım su bardağı nohut
1 su bardağı maş fasulyesi
2 adet orta boy patates
2 adet havuç
2 litre su
2 çay kaşığı tuz
1 çay kaşığı karabiber

YAPILIŞI

Derin bir çorba tenceresinin içerisine sıvı yağı ve küp küp doğranmış soğanları ekleyerek güzelce kavurun. Ardından etleri ilave edip suyunu salıp tekrar çekene kadar kavurun.

Domates rendesi ve salçayı da ilave edip karıştırarak kaynama noktasına getirin.

Hemen patates ve havuçları ekleyerek bir taşım kaynatın.

Kaynayan çorbaya haşlanmış, buğday, nohut ve maş fasulyesini de ekleyip 20 dakika orta ateşte pişirin ve altını kısın.

5 dakika kadar daha kaynattıktan sonra üzerine kıyılmış maydanozları ilave edin. Sıcak sıcak servis edebilirsiniz.

Afiyet olsun…

Lezzetli bir et pişirmek ve etin kolay pişmesini sağlamak için mutlaka marine edilmesi gerekiyor. Et marine ederken kullanacağı sosu bilmeyenler için hem sosa ne koyulmalı hem de yumuşacık et pişirmenin püf noktaları nelerdir sizlerle paylaşıyoruz.

Vücudun en temel B vitaminini karşılayan kırmızı et, diğer gıdalardan da alınan demirin sindirilmesine en büyük yardımcıdır. Türk mutfaklarında oldukça sık tüketilen ve Doğu Anadolu’daki neredeyse her yemekte kullanılan kırmızı et, gelişim çağındaki bireylerin günlük protein ihtiyacını karşılar. Hem kültürel olarak damak zevkine uygunluğu açısından hem de etin faydaları bakımından çoğu yemeğe eklenen kırmızı et pişirirken mutlaka dikkat edilmesi gereken bazı noktalar var. Nefis ve yumuşacık bir şekilde pişmelerini sağlamak için mutlaka marine edilmesi gereken kırmızı et, marine edilerek pişirildiğinde damaklardan uzun bir süre lezzeti gitmiyor. Gelin birlikte enfes bir et marine sosu hazırlayalım:

KLASİK ET MARİNE SOSU TARİFİ

Derin bir kabın içerisine zeytinyağınızı alın. İçerisine iri çekilmiş karabiber ya da tane karabiber ilave edin. Yine aynı şekilde iri taneli tuzu ekleyin. İri taneli tuzunuz yoksa normal sofra tuzu da kullanabilirsiniz. Yaklaşık 100 ml’lik sıvılar için 1 çay kaşığı karabiber, 1,5 çay kaşığı tuz yeterli olacaktır. Sıvılarınızın miktarı artarsa tuz ve baharat oranını da buna bağlı olarak değiştirebilirsiniz. Ardından sarımsak, dilerseniz de limon suyu ilave ederek güzelce karıştırın. Etinizin üzerine bu sosu gezdirip en az 4, en fazla 8 saat marine etmek üzere bırakın

SİRKELİ MARİNE SOSU TARİFİ

klasik sosa ilave olarak 100 ml zeytinyağına 2 yemek kaşığı kadar balsamik sirke ilave edebilirsiniz. Sirkeli soslara ayrıca sarımsak, soğan, taze aromatik bitkiler de yakışıyor. etle buluşturduktan sonra çok asidik bir yapıda olması nedeniyle maksimum 2 saat marine etmelisiniz. 

Afiyet olsun…

Ekranların en çok izlenen yarışması Masterchef Türkiye yarışmasında değişik yapılan yemekler oldukça dikkat çekiyor. Son günlerde yapılan “fish and chips” yemeği birçok kişi tarafından araştırılıyor. Fish and chips yemeğinin ne anlama geldiği ise araştırılan konular arasında yerini aldı. İşte fish and chips ile ilgili detaylar…

Fish and Chips bir İngiliz vazgeçilmez klasiğidir.  İngiliz mutfağı denince akla ilk gelen yemeklerden birisi olan fish and chips kızarmış balık ve patates ikilisinin birlikte yer aldığı yemek olarak adlandırılır. Son günlerde Masterchefte adını duyduğumuz Fish and Chips yemeğini yapmak biraz ustalık ister. Fish and Chips yaparken uygulayacağınız birkaç basit yöntemle çok lezzetli hale getirebilirsiniz. TV8 ekranlarında yayınlanan Masterchef Türkiye’de yapılan ve çok lezzetli olan fish and chips nasıl yapılır? İşte detaylar:

 FISH AND CHIPS NE DEMEK?

Balık ve cips’ten oluşan sıcak bir lezzetli yemekler arasında yer alıyor. Balık ve cips ilk olarak 1860’larda İngiltere’de ortaya çıktı ve 1910’a kadar Birleşik Krallık’ta 25.000’den fazla balık ve cips dükkanı vardı . 1930’larda 35.000’den fazla dükkan vardı.

FİSH AND CHİPS TARİFİ

MALZEMELER:

•  400 gram fileto mezgit

•  2 adet orta boy patates

Kaplama harcı için:

•  1 su bardağı un

1•  /2 su bardağı mısır nişastası

•  2 adet yumurta

• 1 su bardağı maden suyu

• 1/2 su bardağı süt

•  1/2 çay kaşığı tuz

•  1/2 çay kaşığı karabiber

Kızartmak için:

•  2 su bardağı ayçiçek yağı

Tartar sos için:

•  4 yemek kaşığı süzme yoğurt

•  2 yemek kaşığı mayonez

•  4 adet salatalık turşusu

•  1 yemek kaşığı kapari çiçeği

•  1 yemek kaşığı limon suyu

•  1/4 demet dereotu

• 1/4 çay kaşığı tuz

Yapılışı:

• Kaplama harcı için; buzdolabında un, mısır nişastası, yumurta, maden suyu, süt, tuz ve karabiberi bir kapta pürüzsüz bir kıvam alana kadar karıştırın.

• Deri ve kılçık kısımlarını ayıkladığınız fileto mezgitleri parmak şeklinde kesin ve isteğe göre dilim olarak koyun.

• Kabuğunu soyduğunuz patatesleri, parmak şeklinde kesin ve bol su ile yıkayın. Ardından bir kağıt havluyla hepsini kurulayın. 

• İkiye ayırdığınız Ayçiçek yağını ayrı ayrı bir tavalarda ocağa koyup altını yakın. Yağ iyice kızdıktan sonra fileto mezgit balıklarını hazırladığınız kaplama harcına bulayıp hemen kızgın yağa atıp kızartın.

• Parmak şeklinde doğradığınız patatesleri de kızgın yağa koyup güzelce karıştırıp kızartın. Altın sarısı rengini alana kadar yağda kızartın.

• Pişirdiğiniz balık ve patatesleri kağıt havlu üzerine yerleştirin.

• Tartar sos için; uç kısımlarını kestiğiniz salatalık turşularını küçük küpler halinde kesin. Daha sonra dereotu ve kapari içeceklerini küçücük doğrayın. Süzme yoğurt, mayonez, limon suyu, tuz ve doğranmış tüm malzemeleri bir kapta güzelce karıştırın.

• Son olarak servis tabağına aldığınız kızarmış balık ve patatesleri , tartar sosla birlikte bekletmeden servis edin.

Afiyet olsun…