Şunun için etiket arşivi: SAĞLIK haberleri

Grip (influenza) adını Kovid-19’dan sonra sıklıkla duymaya başladığımız bir çeşit virüstür. Sıklıkla görülen ve bulaşıcı bir solunum yolu hastalığı olan ınfluenza A virüsü hakkında merak edilenleri ve Kovid-19’la arasındaki farkları Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Muhammed Emin Akkoyunlu anlattı.

Son zamanlarda gündemde olan ve adını sıklıkla duymaya başladığımız “Influenza A virüsü” ülkemizde  çok sık görülmeye başlandı. Geçmek bilmeyen öksürük, yorgunluk ve boğaz ağrısı şikayetlerinde artışın gözükmesi vatandaşları alarma geçirdi. Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Muhammed Emin Akkoyunlu Kovid-19 salgınından sonra sıklıkla görülmeye ve adını duyurmaya başlayan influenza A virüsü hakkında açıklamalarda bulundu. Peki influenza A virüsü ile Kovid-19 arasındaki fark nedir?

“1860’LARDAN BERİ AKTİF BİR ŞEKİLDE HAYATIMIZDA”

Influenzanın yeni bir terim olmadığını 1860’lardan beri aktif bir şekilde hayatımızda olduğunu söyleyen Prof. Dr. Muhammet Emin Akkoyunlu, “Sanayi devriminden sonra kışın da insan oğlunun çalışmaya başlaması grip salgınlarını çok ciddi bir şekilde artırdı. İlk zamanlarda İnfluenza A virüsünün görülmeye başladığında 3-5 yıl kadar süreceği sonrasında ise düzeleceği söylenmişti. Ama İnfluenza salgınlarının daha doğrusu grip salgınlarının her sene kış aylarında Kuzey yarım küreyi yokladığı, Kuzey yarım küre yazı yaşadığında ise Güney yarım kürede kışın influenzanın salgın yaptığını biliyoruz.” ifadelerini kullandı.

“ÜST SOLUNUM ENFEKSİYONU TÜM HASTALIKLARIN ETKENİ DEĞİLDİR”
 
Gribin oldukça etkili olmasına değinen ve çok karıştırılan bir noktaya atıf yapan Dr. Akkoyunlu, “Gribin reaksiyon gösterdiği üst solunum enfeksiyonu tüm hastalıkların etkeni değil. Üst solunum yapan yine Rino, RSV var. Bunlar salgına eşlik eden virüsler.” dedi. Inflüenzanın çok yaygın bir şekilde ön plana çıktığını söyleyen Akkoyun, “Domuz gribi, kuş gribi, İspanyol gribi diye tanımlanan o griplerin tamamı inflüenzanın kendi içerisinde tanımlanan varyantlarının oluşturduğu grip etkenleridir” açıklamasında bulundu. 
 

 

“250 BİN KİŞİ İNFLUENZA NEDENİYLE HAYATINI KAYBEDİYOR!”

Influenzanın diğer virüslerden farklılığı üzerinde duran Akkoyun, insandan insana çabuk bulaştığının ve genetik etkenlerini çabuk değiştirdiğini söyledi. Dr. Akkoyunlu, “Aslında grip dediğimizde çok basit bir hastalık gelmekle birlikte şunu söyleyebiliriz ki her yıl 250 bin kişi influenza nedeniyle hayatını kaybetmekte aslında influenza can yakan ve can alabilen bir virüs” ifadelerini kullandı.

KORONA VİRÜS VE İNFLUENZA NASIL AYIRT EDİLEBİLİR?

Bulaşıcı olan ve insan yaşamını etkileyen iki büyük grip olan influenza ve korona ayrımı hakkında bilgi veren Prof. Dr. Akkoyunlu, “Influenza aslında tam bir grip baş ağrısı, kas ağrısı, halsizlik, ateş, semptomlarıyla belirti veriyor. Korona virüsü bazen üst solunum yollarını taklit edebiliyor. Şu son dönemlerde ise hem korona hem de influenza örnekleri gönderiyoruz, yapı olarak birbirine benzediğini söyleyebiliriz. Korona virüs biraz daha kas ağrılarıyla başlayıp yüksek ateşle görülmektedir. Genel olarak klinik ayrımı maalesef şuan çok fazla mümkün değil sadece laboratuvarda ayrımını yapabiliyoruz. Semptomları ve gidişatları birbirine benzerlik göstermektedir.” cümlelerine yer verdi. Korona virüsün ilerleyişi hakkında da görüşlerini belirten Prof. Dr. Muhammet Emin Akkoyunlu, ‘Korunmak her şeyden evvel risk almamak demektir’ sözleriyle kıymetli bilgilerini paylaştı.

İngiltere, sağlık sistemiyle ilgili bir skandala daha imza attı. 7 milyon kişinin tedavi sırasında olduğu İngiltere’de sağlık sistemi adeta çöktü. 16 yaşındaki bir üroloji hastasının tedavisine 3 yıl sonra başlanacak. İşte tüm detaylar…

İngiltere’deki sağlık sisteminde yaşanan skandalların ardı arkası kesilmiyor. Telford Hastanesi’nin üroloji kliniğinde randevu bekleyen 16 yaşındaki hastaya, 25 Haziran 2025 tarihine randevu verildi.

İngiliz gazetesi Express & Star’ın haberine göre; özel hastaneye gidecek parası olmayan bir baba, çocuğunun ürolojik rahatsızlığı nedeniyle NHS sisteminden randevu almak için başvura bulundu. Ancak beklediğinden daha ileri bir tarihe randevu verilince neye uğradığını şaşırdı.

İngilteredeki sağlık sistemi isyan ettirdi

RANDEVU 951 GÜN SONRAYA VERİLDİ

Randevu sisteminden aldığı yanıtın karşısında kısa süreliğine şoke olan baba duygularını anlatırken şu ifadeleri kullandı:

“Hayatı tehlikede değil ama hassas bir sorun ve çocuk 16 yaşında. NHS’nin bekleme listesi olduğunu biliyorduk. Birkaç ay süreceğini tahmin ediyorduk ama 951 gün sonra sıra geleceğini söyleyince -iki buçuk yıldan fazla- inanamadım.”

İngiltere bir sağlık sistemi krizi daha

“HATA OLDUĞUNU DÜŞÜNDÜM”

Başta hata olduğunu düşündüğünü söyleyen baba, konuşmasını şu şekilde noktaladı:

“2023’ü mü kastediyorsunuz?’ diye soracaktım. Hiçbir şey değişmezse oğlum 18 yaşına kadar bu sorunla devam etmek zorunda.”

Tıpta bir terimin kısaltması olarak yer alan MD sıkça araştırılmaya başlandı. Peki anlamı araştırılmaya başlanan MD ne demek? MD ne iş yapar? MD ve PHD sözcüklerinin kısaltılmış anlamları nelerdir? İşte MD ve PHD kelimesinin anlamı ve kökeni hakkında merak edilen detaylar…

Günlük hayatta sıkça karşılaştığımız bazı terimlerin kısaltılmış haline rastlarız. Kullanılan kelimenin içerdiği bazı harflerden biri veya bir kaçını daha kısa olarak ifade ederiz. Bu kısa ifadelerden biri de MD ve PHD sözcükleri. Son dönemde sıkça araştırılmaya başlanan MD hakkında merak edilen her detayına değindik. Peki MD ve PHD arasındaki fark nedir? İşte kısaltılmış olan bu kelimelerin detayları…

md nedir phd ve md arasındaki fark nedir

TIPTA MD NEDEMEK?

Son zamanlarda sıkça araştırılmaya başlanan MD, bir tıp terimini kısaltılmasıdır. Latince kökenli bir kelime olan MD, “Medicine Doktor” kelimelerinin baş harflerinin kısaltması olarak ele alınıyor. Yani MD, Türkçede “Tıp Doktoru” anlamına gelmektedir.

md nedemek

MD NE İŞ YAPAR?

Tıp öğrencilerinin 6 yıllık eğitimlerinden sonra Medicine Doktor yani MD görevini üstlenmeye geçerler. Bu süreçte birçok görevleri bulunur onların arasında şunlar yer almaktadır: 

  • Hastane ve kliniklerde gelen hastaları muayene etme görevlerini üstlenebilir.
  • Hastaların sağlık durumları hakkında araştırma yapabilirler. 
  • Hastaların yakalandıkları hastalığı teşhis etmek ve bu süreçte tedavi süreci ile ilgilenmek.
  • Hastaların genel durumları hakkında bilgi edinmek ve hasta yakınlarına bilgi vermek
  • Tıp dünyasındaki gelişmeleri yakından takip etmek ve tıp alanında makale okumak.

md doktorları ne iş yapar

MD VE PHD  ARASINDAKİ FARK NEDİR?

Tıp alanında eğitim hayatını bitiren ve sınavlara giren kişiler MD unvanı almaktadır. Tıp doktoru olan kişiler ilerleyen zamanda PHD unvanı için çaba göstermesi gereklidir. Yani tıp bölümünden mezun olana MD unvanı verilirken, bunun üzerine doktora yapan kişilere ise PHD unvanı verilir.

md nedemek

Tüm dünya koronavirüsle savaşmaya devam ederken çocukların vazgeçilmezi olan devam markadan korkunç bir haber geldi. Kinder Surprise adlı markanın içerisinde salmonella bakterisi tespit edildi. İngiltere Gıda şirketleri tarafından soruşturmanın devam etmesiyle insanların merak ettiği salmonella bakterisini sizler için araştırdık. Salmonella bakterisi nedir? Salmonella belirtileri nelerdir?

İngiltere’de hastanelerin çocuklarla dolup taşması ardından uzmanlar harekete geçti. Kusma, ateşlenme ve ishal gibi belirtilerle gelen çocuk sayısındaki artış sonrası yapılan araştırmalarda uzmanlar salmonella virüsünü tespit etti. Salmonella virüsü tifoya neden olan virüs çeşididir. Salmonella zaman zaman insanlarda geçici olarak görülür. Gösterdikleri belirtiler hafif seyirde ilerler. Ancak bazı insanlarda bu virüs şiddetli bir tepkime oluşturabilir. En sık görülen sağlık sorunu ise ishaldir. 

salmonella virüsü besinlerde görülür

SALMONELLA VİRÜSÜ NASIL BULAŞIR?

  • Kaynağı bilinmeyen, kontamine (bakteri bulaşmış olan) suların içilmesi ve kullanılması,
  • İnsan ve hayvan atıklarının uygun şekilde bertaraf edilmemesi ve bunların kaynak sularına karışması,
  • İçme ve kullanma sularının yeterince klorlanmaması nedeni ile bulaşabilir.
  • Salmonella taşıyan ve iyi pişirilmemiş et, yumurta, süt ve süt ürünleri gibi gıdalar,
  • Pastörize edilmemiş süt veya meyve suyu, peynir,
  • Kontamine (kirli) çiğ sebze ve meyve, baharat ve çerezler yoluyla da bulaşma olabilir.
  • Hasta kümes hayvanları ile temastan sonra,
  • Özellikle yılan, kaplumbağa, kertenkele gibi sürüngenler, kurbağalar, kuşlar ve civciv gibi evcil hayvanlar ile temastan sonra hijyen kurallarına uyulmaması halinde bulaşma olabilir.
  • Bakteri hasta insanlardan diğer insanlara da bulaşabilir.

SALMONELLA VİRÜSÜ BELİRTİLERİ NELERDİR?

Salmonella virüsü tam olarak nasıl ortaya çıkıyor bilinmiyor. Ancak bakteri besinlerde ve içme sularında hızla artıyor. İnsan ve hayvan atıklarının aynı alanda biriktiği yerlerden toprağa ya da suya karışabilir. Süt ve süt ürünleri, iyi pişirilmemiş et, çiğ tüketilmemesi gereken besinler de salmonella bakterisi mevcuttur.

Bunlar tüketildiğinde öncelikle mide ve bağırsaklarda kramplı ağrılar görülür. Bu ağrılar artıkça ateşlenme ve vücutta titremeler yaşanır. Salmonella her ne kadar bağışıklık sistemine çok zarar vermezse de vücudun sindirim sistemini çökerterek ateşlenmeye neden olur. Vücudun hızla su kaybetmesine yol açar.

salmonella virüsü besinlerde görülür

SALMONELLA VİRÜSÜNÜN TEDAVİSİ VAR MIDIR?

Salmonella virüsünün net bir tedavisi yoktur. Ancak ortaya çıkan sindirimsel sorunlar için uzmanlar antibiyotik tedavi verilir. Kişilerin belirtilerinin artmadan bir uzmana danışması daha faydalıdır. Çünkü virüs ciddi anlamda bir sindirim sistemi çöküşüne neden olur.

Etkisini saymakla bitiremediğimiz, sağlığımız için adeta muhtaç olduğumuz Glutatyon üç amino asitten yalnızca biri. Peki bu glutatyon nedir? Faydaları nelerdir? Glutatyonu kimler kullanamaz? Glutatyon hangi besinlerde bulunur? Bütün bu soruların yanıtı bugünkü yazımızda ele aldık.

Glutatyon son dönemlerde sıkça duyulan ve uzmanlar tarafından gün yüzüne getirilen bir çeşit proteindir. Fosfat yoluyla üretilen glutatyon, vücuda çevresel yolardan gelebilecek iç ve dış etkenlere karşı oluşabilecek, zararlı etkileri engelleyerek yavaşlamasına yardımcı oluyor. Günümüzde teknolojik aletlerin kullanımının artmasıyla birlikte yayılan manyetik ve radrasyon dalgaları bir çoğumuzun organlarında hasar bırakmasına sebebiyet veriyor.

Bu durum da Glutatyon, vücuda gelen hasarı mümkün mertebe azaltarak önlenmesinde büyük rol oynuyor. Bir çoğumuzun bu proteinin adını ilk kez duyduğuna eminiz. Peki bu glutatyon nedir? Hangi besinlerde bulunur? Faydaları nelerdir? Gelin hep beraber bakalım. 

GLUTATYON NEDİR?

Vücut tarafından kendiliğinden üretilen ve vücut sağlığımızın korunmasında en önemli etkenden biri olan Glutatyon, üç amino asitten oluşan bir proteindir. Yapısında bulunan kimyasallar sayesinde vücuda gelebilecek her hangi bir zararlı maddeyi etkisiz hale getirmede önemli rol oynar.

  • Vücudumuzda doğal olarak üretilir.
  • Sağlıklı bir bireyin vücudunda 10 gram kadar glutatyon bulunur. 
  • Besin yoluyla alınabilen glutatyon miktarı, günde en fazla 150 mg’dır.
  • Vücuttaki glutatyon üretimi ne kadar yüksekse, bağışıklık da aynı doğrultuda güçlüdür.

Glutatyon nedir?

GLUTATYONUN FAYDALARI NELERDİR?

Glutatyonun faydaları saymakla bitmez vücudumuzda kendiliğinden oluşan ve sağlığımıza bir faydasının bulunduğu proteinin faydaları aşağıdaki gibidir;

  • Bağışıklık sistemini güçlendirir
  • Vücuttaki ağır toksinleri temizler
  • Cildi yeniler ve parlaklık kazandırır.
  • Zihinsel olarak odaklanmayı sağlar.
  • Eklem ve kas da oluşan hastalıkların azalmasına yardımcı olur.
  • Vücutta enerji artışına sebep olur.
  • Düzenli ve yeterli uyku kalitesinin artmasına olanak sağlar.
  • Tümör hücrelerin oluşumunu engeller
  • Otizim tedavisinde etkilidir.

GLUTATYON HANGİ BESİNLERDE BULUNUR?

Vücudumuzun kendiliğinden ürettiği glutatyon miktarını arttırmak için besinlerden ek takviyelerde bulunabiliriz. Bu sebeple glutatyonun özellikleri taşıyan aminoasitlerin gıdalar yoluyla alınması gerekmektedir. Sıralayacağımız besinlere beslenme alışkanlığınız da yer vererek glutatyon miktarını arttırabilirsiniz. 

  • Brokoli
  • Lahana
  • Sarımsak 
  • Pancar
  • Soğan
  • Karnabahar
  • Kakule
  • Pırasa
  • Dereotu
  • Ceviz
  • Havuç
  • Roka gibi besinler takviye besinler glutatyon arttırıcı özellik taşımaktadır.
  • Aynı zaman da haftada en az 3 gün 30”ar dakikalık yapacağınız yoğun egzersiz  vücudun antioksidan savunmasını arttırarak glutatyon düzeyini yükseltir.

Glutatyon nedir? Glutatyon hangi besinlerde bulunur?

GLUTATYON NASIL ALINIR?

Glutatyonun en önemli ve etkili alınış şekli damar yolu ile vücuda alınmasıdır. Ağrısız gerçekleşen durum, toplamda 10-15 dk gibi kısa bir sürede gerçekleşir. Ağız yolu ile alınması durumunda glutatyonun midede etkisini yitirdiği ve her hangi bir faydasının bulunmuyor.

Glutatyon vücuda nasıl alınır?

Yıllarca fazla kilo bel kayması ve bel fıtığı problemleriyle mücadele eden Nezaket Akmercan (50), geçirdiği bu rahatsızlığı spor yaparak yendi.

Yıllarca fazla kilo bel kayması ve bel fıtığı problemleriyle mücadele eden Nezaket Akmercan (50), spor yaparak rahatsızlığını yendi. Bağcılar Belediyesi Şehit Savcı Mehmet Selim Kiraz Kültür Merkezi Spor Salonu’nda uzman eğitmen gözetiminde yaklaşık 1 yıllık program sonunda sağlığına kavuştu.

Nezaket Akmercan

SPOR YAPARAK RAHATSIZLIKLARINDAN KURTULDU

Bağcılar’da serbest meslek sahibi Nezaket Akmercan (50), 2001 yılından itibaren hızla kilo almaya başladı. Artan kilolarla birlikte Akmercan’ın vücudunda bel fıtığı ve bel kayması rahatsızlıkları da ortaya çıktı. Hastanede tedavisi devam eden Akmercan, bir yandan da spor yaparak hastalığını yenmeye karar verdi.

Nezaket Akmercan

Arkadaşlarının tavsiyesiyle Bağcılar Belediyesi Şehit Savcı Mehmet Selim Kiraz Kültür Merkezi’ndeki Gençlik ve Spor Hizmetleri Müdürlüğü’nün spor salonuna gitti. Akmercan’ı dinleyen spor eğitmeni Ayşe Aydın, ona özel 3 setten oluşan bir program hazırladı. Yaklaşık bir yıllık eğitimin ardından 20 kilo vererek 95 kiloya düşen Akmercan, bel fıtığı ve bel kayması rahatsızlığından kurtuldu.

Nezaket Akmercan

“KENDİMİ YENİLEDİM”

Spora başladığı ilk günlerde zorluk yaşadığını ama zamanla alıştığını söyleyen Akmercan, “Son yıllarda sıkıntıların artmaya başlamıştı. Rahatsızlıklarım yüzünden hem dışarı çıkamıyor hem de evde işlerimi yapamıyordum. Yaklaşık 1 yıllık sporun ardından sağlıklı günlerime döndüm. Adeta kendimi yeniledim. Artık gün boyu ayaktayım, dolaşıyorum, işlerimi yapıyorum ama yorulmuyorum” dedi. Kendi gibi olanları spor yapmaya davet eden Akmercan, bu hizmeti sunan Bağcılar Belediye Başkanı Abdullah Özdemir’e de teşekkür etti.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK VİDEO;

Camı kırarak sanat yaptı!

Kreatinin kan ve idrar testi sonuçlarında sıklıkla görülen bir değerdir. Kreatinin düşmesi ve yükselmesi sonucunda ise bazı durumlar ortaya çıkar. Peki Kreatinin nedir? Düşüklüğü ve Yüksekliği ne anlama gelir? Kreatinin neye yarar?

İnsan vücudunun sağlıklı şekilde çalışması için tüm değerlerinin stabil seviyede olması önemlidir. Değerler normalin altına düştüğü zaman bazı sağlık sorunları ile karşılaşılabilir. İnsan sağlığı açısından kreatin değerleri ise önemlidir. Kreatin değeri normalin altında bir düşüş gösterirse birçok sağlık sorunlarına sebep olabilir. 

kreatinin nedir

KREATİNİN NEDİR?

Kreatinin, kas metabolizmasının ürettiği kimyasal bir atık molekülüdür. Kaslarda oluşacak enerji üretimi için kreatinin molekülü büyük öneme sahiptir. Hem kadınlarda hem de erkeklerde normal seviyelerde görünmesi büyük önem taşır. 

KREATİNİN NEYE YARAR?

En çok merak edilenler arasında ise kreatinin neye yaradığıdır. İşte kreatinin yararları:

  • Kreatinin öncelikle yaşa bağlı olan kas kaybının önüne geçmektedir.
  • Böbreklerin daha sağlıklı çalışmasını sağlar
  • Miyozinin artmasını sağlar
  • Kas hacminin artmasında büyük rol oynar
  • Kasların daha güçlü olmasını sağlar

kreatinin yüksekliği ne anlama gelir

KREATİNİN YÜKSEKLİĞİ NE ANLAMA GELİR?

Kreatinin değerleri yaşa, cinsiyete göre değişiklik göstermektedir. Kanda oluşabilecek kreatinin yüksekliği, böbrek hastalığını işaret eder. Kadın ve erkeklerde kreatinin değeri farklılık gösterebilir. Böbrek fonksiyonlarının normal çalışmadığı zamanlarda, böbrekte hasar gibi durumlar meydana gelir buda böbreklerin sağlıklı çalışmasına engel olur. Atıkları yeteri şekilde filtreleyemeyen böbrek, kreatinin değerinde yükselmeye sebep olur. Yükselen kreatinin değeri ile karşılaşan kişilerde böbrek sorunları ortaya çıkabilir.

Böbrek yetmezliğine sebep olur mu?

Vücutta oluşacak bazı semptomlar ise şu şekilde sıralanabilir:

  • İştahsızlık
  • Kusma
  • Kaşıntı
  • Halsizlik
  • Grip gibi belirtiler görüle bilir. Böbreklerin gerekli işlevini yerine getirmediği takdirde suyu atamaz vücutta su birikir ve buda bacaklarda şişme ve nefes darlığı gibi nedenlere sebep olabilir

Aynı zamanda Kreatinin yüksekliği bir hastalığın göstergesi de olabilir. Bu hastalıklar şöyle sıralanabilir: 

  • Böbrek Enfeksiyonu 
  • Diyabet
  • Yüksek Tansiyon
  • Kalp Hastalıkları
  • İdrar Yolları Tıkanması
  • Böbrek Yetmezliği
  • İlaç Toksititesi

Kreatinin düşüklüğü ne anlama gelir

KREATİNİN DÜŞÜKLÜĞÜ NE ANLAMA GELİR?

Kreatinin düzeyinin düşük çıkması, kreatinin yüksekliği gibi kan ve idrar testlerinde tespit edilir. Kreatinin düşüklüğünün hiç bir klinik önlemi yoktur. Belirtileri ise şunlardır:

  • Düşük Kas Kütlesi
  • Aşırı Kilo Kaybı
  • Karaciğer Hastalıkları
  • Hamilelik

Etkisini saymakla bitiremediğimiz, sağlığımız için adeta muhtaç olduğumuz Glutatyon üç amino asitten yalnızca biri. Peki bu Glutatyon nedir? Faydaları nelerdir? Glutatyonu kimler kullanamaz? Glutatyon hangi besinlerde bulunur? Bütün bu soruların yanıtı bugünkü yazımızda ele aldık.

Glutatyon son dönemlerde sıkça duyulan ve uzmanlar tarafından gün yüzüne getirilen bir çeşit proteindir. Fosfat yoluyla üretilen glutatyon, vücuda çevresel yolardan gelebilecek iç ve dış etkenlere karşı oluşabilecek, zararlı etkileri engelleyerek yavaşlamasına yardımcı oluyor. Günümüzde teknolojik aletlerin kullanımının artmasıyla birlikte yayılan manyetik ve radrasyon dalgaları bir çoğumuzun organlarında hasar bırakmasına sebebiyet veriyor.

Bu durum da Glutatyon, vücuda gelen hasarı mümkün mertebe azaltarak önlenmesinde büyük rol oynuyor. Bir çoğumuzun bu proteinin adını ilk kez duyduğuna eminiz. Peki bu glutatyon nedir? Hangi besinlerde bulunur? Faydaları nelerdir? Gelin hep beraber bakalım. 

GLUTATYON NEDİR?

Vücut tarafından kendiliğinden üretilen ve vücut sağlığımızın korunmasında en önemli etkenden biri olan Glutatyon, üç amino asitten oluşan bir proteindir. Yapısında bulunan kimyasallar sayesinde vücuda gelebilecek her hangi bir zararlı maddeyi etkisiz hale getirmede önemli rol oynar.

  • Vücudumuzda doğal olarak üretilir.
  • Sağlıklı bir bireyin vücudunda 10 gram kadar glutatyon bulunur. 
  • Besin yoluyla alınabilen glutatyon miktarı, günde en fazla 150 mg’dır.
  • Vücuttaki glutatyon üretimi ne kadar yüksekse, bağışıklık da aynı doğrultuda güçlüdür.

GLUTATYONUN FAYDALARI NELERDİR?

Glutatyonun faydaları saymakla bitmez vücudumuzda kendiliğinden oluşan ve sağlığımıza bir faydasının bulunduğu proteinin faydaları aşağıdaki gibidir;

  • Bağışıklık sistemini güçlendirir
  • Vücuttaki ağır toksinleri temizler
  • Cildi yeniler ve parlaklık kazandırır.
  • Zihinsel olarak odaklanmayı sağlar.
  • Eklem ve kas da oluşan hastalıkların azalmasına yardımcı olur.
  • Vücutta enerji artışına sebep olur.
  • Düzenli ve yeterli uyku kalitesinin artmasına olanak sağlar.
  • Tümör hücrelerin oluşumunu engeller
  • Otizim tedavisinde etkilidir.

GLUTATYON HANGİ BESİNLERDE BULUNUR?

Vücudumuzun kendiliğinden ürettiği glutatyon miktarını arttırmak için besinlerden ek takviyelerde bulunabiliriz. Bu sebeple glutatyonun özellikleri taşıyan aminoasitlerin gıdalar yoluyla alınması gerekmektedir. Sıralayacağımız besinlere beslenme alışkanlığınız da yer vererek glutatyon miktarını arttırabilirsiniz. 

  • Brokoli
  • Lahana
  • Sarımsak 
  • Pancar
  • Soğan
  • Karnabahar
  • Kakule
  • Pırasa
  • Dereotu
  • Ceviz
  • Havuç
  • Roka gibi besinler takviye besinler glutatyon arttırıcı özellik taşımaktadır.
  • Aynı zaman da haftada en az 3 gün 30”ar dakikalık yapacağınız yoğun egzersiz  vücudun antioksidan savunmasını arttırarak glutatyon düzeyini yükseltir.

GLUTATYON NASIL ALINIR?

Glutatyonun en önemli ve etkili alınış şekli damar yolu ile vücuda alınmasıdır. Ağrısız gerçekleşen durum, toplamda 10-15 dk gibi kısa bir sürede gerçekleşir. Ağız yolu ile alınması durumunda glutatyonun midede etkisini yitirdiği ve her hangi bir faydasının bulunmuyor.

Etkisini saymakla bitiremediğimiz, sağlığımız için adeta muhtaç olduğumuz Glutatyon üç amino asitten yalnızca biri. Peki bu Glutatyon nedir? Faydaları nelerdir? Glutatyonu kimler kullanamaz? Glutatyon hangi besinlerde bulunur? Bütün bu soruların yanıtı bugünkü yazımızda ele aldık.

Glutatyon son dönemlerde sıkça duyulan ve uzmanlar tarafından gün yüzüne getirilen bir çeşit proteindir. Bir çoğumuzun bu proteinin adını ilk kez duyduğuna eminiz. Peki bu glutatyon nedir? Hangi besinlerde bulunur? Faydaları nelerdir? Gelin hep beraber bakalım.

GLUTATYON NEDİR?

Vücut tarafından kendiliğinden üretilen ve vücut sağlığımızın korunmasında en önemli etkenden biri olan Glutatyon, üç amino asitten oluşan bir proteindir. Yapısında bulunan kimyasallar sayesinde vücuda gelebilecek her hangi bir zararlı maddeyi etkisiz hale getirmede önemli rol oynar.

  • Vücudumuzda doğal olarak üretilir.
  • Sağlıklı bir bireyin vücudunda 10 gram kadar glutatyon bulunur. 
  • Besin yoluyla alınabilen glutatyon miktarı, günde en fazla 150 mg’dır.
  • Vücuttaki glutatyon üretimi ne kadar yüksekse, bağışıklık da aynı doğrultuda güçlüdür.

GLUTATYONUN FAYDALARI NELERDİR?

Glutatyonun faydaları saymakla bitmez vücudumuzda kendiliğinden oluşan ve sağlığımıza bir faydasının bulunduğu proteinin faydaları aşağıdaki gibidir;

  • Bağışıklık sistemini güçlendirir
  • Vücuttaki ağır toksinleri temizler
  • Cildi yeniler ve parlaklık kazandırır.
  • Zihinsel olarak odaklanmayı sağlar.
  • Eklem ve kas da oluşan hastalıkların azalmasına yardımcı olur.
  • Vücutta enerji artışına sebep olur.
  • Düzenli ve yeterli uyku kalitesinin artmasına olanak sağlar.
  • Tümör hücrelerin oluşumunu engeller
  • Otizim tedavisinde etkilidir.

GLUTATYON HANGİ BESİNLERDE BULUNUR?

Vücudumuzun kendiliğinden ürettiği glutatyon miktarını arttırmak için besinlerden ek takviyelerde bulunabiliriz. Bu sebeple glutatyonun özellikleri taşıyan aminoasitlerin gıdalar yoluyla alınması gerekmektedir. Sıralayacağımız besinlere beslenme alışkanlığınız da yer vererek glutatyon miktarını arttırabilirsiniz. 

  • Brokoli
  • Lahana
  • Sarımsak 
  • Pancar
  • Soğan
  • Karnabahar
  • Kakule
  • Pırasa
  • Dereotu
  • Ceviz
  • Havuç
  • Roka gibi besinler takviye besinler glutatyon arttırıcı özellik taşımaktadır.
  • Aynı zaman da haftada en az 3 gün 30”ar dakikalık yapacağınız yoğun egzersiz  vücudun antioksidan savunmasını arttırarak glutatyon düzeyini yükseltir.

GLUTATYON NASIL ALINIR?

Glutatyonun en önemli ve etkili alınış şekli damar yolu ile vücuda alınmasıdır. Ağrısız gerçekleşen durum, toplamda 10-15 dk gibi kısa bir sürede gerçekleşir. Ağız yolu ile alınması durumunda glutatyonun midede etkisini yitirdiği ve her hangi bir faydasının bulunmuyor.

Sıklıkla gördüğümüz, halk arasında felç olarak adlandırılan tıp literatüründe “inme” olarak bilinen hastalığın beyinde oluşan bir takım kan akışının kesintiye uğraması sonucu, beynin oksijen almasına engel olan bir tür olarak bilini

Günümüzde yaşam standartlarının değişmesi, sağlıksız yaşam tarzının benimsenmesi, ile gençlerde görünme olasılığının da artmasına sebep oldu. 45-50 yaşları arasında sıklıkla görünen inme tedavisi ve önlemleri alınamadığı taktirde ölüme kadar götürebiliyor.

              ÜLKEMİZDE ÜÇÜNCÜ SIRADA

Dünyada risk yaratan hastalıklar arasında bulunan inme, Ülkemiz de ölüm nedeni sıralamasında 3. sırada yer alıyor. Ölüme yol açan ve sağlık sorunu olarak belirtilen hastalık ülkemizde 200 bin kişinin inme geçirdiği ve 40 bin kişinin de hayatını kaybettiği istatistikler arasında yer alıyor. İnme atağının geçirilmesi sonucu hayatınızı etkileyecek etkiler bırakabiliyor. Hastalığının teşhisi ve tedavisi büyük önem taşıyor.

 BU BELİRTİLER İNMENİN GÖSTERGESİ

İnme vücutta geniş belirtiler vererek kendini belli edebilir. İnmenin en belirgin özellikleri ise şunlardır:

El, bacak gibi vücudun yarısında ya da bir bölümünde güçsüzlük

Görme kaybı, baş dönmesi ve dengesizlik

Konuşmada bozulma, peltek konuşma

Ani hafıza kaybı

Konuşulan dili anlamakta güçlük yaşamak

gibi etkenler inmenin en sık görülen belirtileridir. ve ine geçirdiğinizin göstergesidir. Bu belirtiler varsa 112’yi aramak ve yardım almak gerekebilir.

İNMEDEN KORUNMANIN YOLLARI

İnme ve getirdiği sorunların başında şüphesiz en önlenebilen etken sigaradır. İnme ve inme gibi diğer damar hastalıklarından korunmak isteyen kişinin ilk yapması gereken durum, sigara kullanımını bırakmasıdır. İnmenin önüne geçmek için diğer yapılması gereken etkenler ise şunlardır:

Sağlıklı beslenmek

Fiziksel aktiviteleri ihmal etmemek

Sağlıklı yaşam alışkanlıkları edinmek oldukça önemli etkenler arasında yer alıyor.