İlk defa anne ve baba olan çiftlerin ‘ilk bebek banyosu’na dair kaygılarını silip atacak önerileri sizler için derledik. Yeni doğan bebek yıkama konusunda sizlere rehber olacak bilgiler ile çok kolay ve pratik şekilde bebeğinize banyo yaptırabileceksiniz. İster tek başına ister birisinden yardım alarak bebeğinizi nasıl yıkayacağınız hakkındaki bilgileri öğrenmek için haberimizi okuyabilirsiniz.

Henüz yeni doğum yapmış ve ilk defa anne- baba olmuş çiftlerin, bebek bakımıyla ilgili en fazla endişe ettiği durumlardan birisi de banyo yaptırmaktır. Buradaki endişenin asıl kaynağı, ebeveynin daha öncesinde bilgilense dahi uygulamada ‘ilk’ olacağı için kendini tecrübesiz hissetmesindendir. Yıkama esnasında bebeklerine zarar verebilme ihtimaline karşılık oluşan düşünce anne ve babalarda kaygıya neden olmaktadır. Uzmanlar özellikle de ilk defa bebeğine banyo yaptıracak olan çiftlerde muhakkak yanında birisinin daha olmasını öneriyor. Herhangi bir yetersizlik durumunda diğer bireyden yardım alarak daha hızlı ve kolay banyo gerçekleştirme imkanı gerçekleşir. Bebeğin ilk banyosu göbek bağı düştükten sonra yaptırılması gerekir. İdeal bir oda ve su sıcaklığı karşısında gerekli hazırlıklar bittiğinde bebeğinizin banyosuna başlayabilirsiniz. Peki yeni doğan banyosu nasıl yaptırılmalı? İşte o püf noktalar…

TEK BAŞINA YA DA YARDIMCI BİRİ İLE BEBEK YIKAMA YÖNTEMİ

Yeni doğan banyosu için küçük bir kapta önceden kaynatılmış suyun ılımaya bırakılması ile birkaç pamuk parçası bulundurmalısınız. Bebeğinizi havlunun içine alarak, kucağınızda tutarken ılık su ile pamuğu ıslatın. Ardından bebeğinizin gözlerini ayrı pamuklarla güzelce silin.

Burun kemerinden dışa doğru kuvvet uygulamadan silin. Burundan sonra kulak dışını ve arkalarını temizleyin. Burada dikkat ederseniz pamukları burun deliklerine ve kulak içine sokmaya değinmedik, çünkü tehlikeli bir harekettir. Islatılmış temiz pamukla yeniden bebeğinizin yüzünü silin. Hazırladığınız suya bebeğinizi kucağınızda tutarak, başı yukarıda kalacak şekilde elinizin iki parmağı ile kulakları kapatın.

Suda olan bebeğinizi bir yandan tutarken, diğer elinizle küvet içerisindeki sudan atarak vücudunu ıslatın. Avucunuza sıkacağınız bebek şampuanını su ile ıslatarak, koltuk altını gıdıyı, göğsü, karnı, bacakları, ayakları güzelce yıkayın. İster elinizle ister banyo süngeri ile hangisi rahatınıza gelirse…

Sıra geldi başını yıkamaya…Bebeğinizin başını yıkarken yüzü yere bakacak biçimde kolunuza yatırın, daha sonra yavaş yavaş su döküp az miktardaki bebek şampuanı ile yumuşak hareketlerle başı yıkayın. Suyun kulağına kaçmaması için suyu başının tam arkasından dökün. Bebeğinizi yıkadıktan sonra hemencecik havluya sarın ve kurulama evresine geçin. İşte bebeğiniz tertemiz!

İLK BANYODA KULLANILACAK ÜRÜNLERE DİKKAT!

Biz yetişkinlere göre cildi daha hassas ve narin olan bebeklerin vücudunda tahrişe ve sertliğe sebep olacak sabunların kullanılması son derece sakıncalıdır. Bu nedenle uzmanlar, özellikle de ilk haftalarda gerçekleştirilen banyoda sabun kullanılmasını önermez. Bebek derisi ilk başlarda doğal yağlara ihtiyaç duyacağından ilk 1 aydan sonra sabun kullanılabilmektedir.

Yenidoğan dönemindeki bir bebeğin göbek kordonu düştükten sonra enfeksiyon kapmaması için göbek bağı bakımının dikkatli bir şekilde yapılması gerekir. Bebeklerde göbek bağı düştükten sonra bakımı nasıl yapılır? İşte anne babalara tavsiyeler…

Yenidoğan döneminde bebeklerin çoğunda doğduktan hemen hemen 2 hafta sonra göbek kordonu düşer. Göbek kordonu düştüğünde ise anne ve babalar tarafından bakımlarının dikkatli yapılması gerekir. Hamilelik döneminde bebeğin besin ve oksijen almasını sağlayan göbek kordonu doğum esnasında klemplenerek kesilir ve devamında ufak bir parça kalır. Bu parça ise jöle gibi yapışkan kıvamda sulu şekilde olurken ilerleyen günlerde sarı, kahverengi ve siyah renk alıp kendiliğinden düşecektir. Göbek bağı kendiliğinden düşene kadar nazikçe ve yumuşak bir şekilde bakımı yapmak oldukça önemlidir. Yenidoğan döneminde göbek bağına ballı görülen sorunlar ve göbek kordonu bakımından dikkat edilmesi gerekenler:

ANNE KARNINDAKİ BEBEK NE KADAR HAREKETLİYSE KORDONU…

Bebeklerdeki göbek kordonunun plasenta arasında ortadan uzanan ve kan damarları geçtiği hortuma benzer bir organ olduğunu belirten uzmanlar, bebeğin yaşamını sürdürebilmesi için hayati organlarından biri olduğunu vurgulamaktadırlar. İhtiyacı olduğu besinler ve oksijen göbek kordonu sayesinde plasenta aracılığıyla bebeğe iletilir. Anne karnında 28. haftaya kadar boyu uzayabilen göbek kordonun doğum sırasındaki uzunluğu yaklaşık 55 cm kadardır. Her bebekte aynı uzunluğa sahip olmayan göbek kordonunda uzunluğun neye göre değiştiğinin sebebi kesin bilinmese de bebeğin hareketlilik hızına göre kordonun daha uzun olabileceği öne sürülmüştür.

BEBEKLERDE GÖBEK KORDONUNA BAĞLI GÖRÜLEN KOMPLİKASYONLAR

Göbek kordonunda oluşan birtakım sorunlara bağlı olarak gelişen, hamilelikte ve doğumda ortaya çıkan komplikasyonları şu şekilde sıralayabiliriz:

1- Kordon dolanması: Her 4-5 doğumdan birinde görülebilen boyunda kordon dolanması genelde ciddi bir durum olmaz iken bazı bebekler için oldukça riskli olabilir

2- Kordon sıkışması: Kordonun baskı altında olmasıyla bebeğe giden kan ve oksijen azalır. Acil sezaryen gerektirebilir.

3- Kordonda gerçek düğüm olması: Tek tük görülen bu sorun genelde doğum sonrasında fark edilir ve nadiren bebekte sorunlar oluşturur. 

4- Kordon sarkması: Su kesesi açılınca göbek kordonu rahim ağzından dışa sarkar. Hemen müdahale edilmesi gerekir aksi takdirde bebek ölebilir.

BEBEKLERDE GÖBEK BAĞI BAKIMI NASIL YAPILIR?

Yeni anne ve baba olmuş kişilerin bebeklerinin bakımıyla ilgili endişelendiği ve biraz da korkarak yaklaştığı göbek bağı bakımında yanlış bir yöntem izlendiğinde bebek için sakıncalı bir durum haline gelebiliyor. Bebek doğduktan yaklaşık 2 hafta sonra kendiliğinden düşen göbek bağını temizlerken enfeksiyon kapmaması için bazı noktalara dikkat etmek gerekiyor.

Göbek bağının olduğu bölgeye bir şey değmemesi ve kuru kalması oldukça önemlidir. Başlangıçta sarımsı olup sonrasında mavimsi bir hal alan göbek bağı düşmeye yakın siyah bir renge bürünür.

Bebeğinizin göbeğine takılan mandalı incitmeden sağa ve sola yatırarak her gün 2 defa temizleme işlemini gerçekleştirebilirsiniz. Mandalın alt ve üst şeklinde her iki bölgesine bakım yapmalısınız, aksi halde bağ geç düşebilir.

Göbek bağı çevresinde hafif bir kanama olabilir. Ancak bu normal bir durumdur, eğer sürekli kanama olursa bir sorunun habercisi olabilir. Böyle durumlarda doktora gitmeyi ihmal etmeyin.

Kuru ciltler her diğer cilt tiplerine göre daha hassastır. Temizlerken mutlaka özen gösterilmelidir. Hazırladığımız bu yazıda kuru ciltlerin en çok problem yaşadıkları yüz temizleme ürünlerini listeledik. Kuru ciltlere uygun en iyi yüz temizleyici önerileri:

Genç ve sağlıklı görünen cildin sırrı iyi nemlendirmek ve güzel bakım yapmaktan geçer. Ancak bazı ciltler, gerek yetersiz su tüketimi gerekse soğuk havalardan ötürü kuruyup kötü bir hale gelebilir. Bu durumda cildinize uyguladığınız ürünleri iyi seçmekte fayda var. Yüzünüze uyguladığınız her kimyasal ürün, zarar vererek farklı cilt yaralarına hatta cilt kanserine bile olanak sağlar. Kozmetik dünyasında her geçen gün hızla artan ürün çeşitlerinin arasında kuru ciltlere özel en iyi temizleyicileri mercek altına aldık.

KURU CİLTLERE ÖZEL EN İYİ TEMİZLEYİCİLER

– Murad Soothing Gel Cleanser / 356 TL

– Caudalie Gentle Cleansing Milk / 108 TL

– Kiehl’s Ultra Facial Cleanser / 349 TL

– CeraVe Hydrating Facial Cleanser / 147 TL

– Sisley Phyto-Blanc Lightening Cleansing Milk / 1.077 TL

– Origins Mega-Mushroom Skin Relief Face Cleanser / 236 TL

– Nuxe Comforting Cleansing Milk / 142 TL

– Clinique Take The Day Off Cleansing Milk / 229 TL

– La Roche-Posay Lipid-Replenishing Cream Wash / 102 TL

Ana yemek olarak sunumu gösterişli ve lezzetine doyum olmayan bir yemek tarifi arıyorsanız tavuklu sultan sarması tam size göre. Sultan kebabı tarifi evde yufkayla hazırlayabileceğiniz en leziz kebap tarifleri arasında yer alıyor. Sultan kebabı tarifi hem tavuklu hem de etli olarak hazırlanıyor. İşte sultan kebabı tarifi:

Yufkanın içerisine koyulan lezzetli sebzeler ve soslu tavuk ile birleşen enfes tadı özel misafirlerinize hazırlamak ister misiniz?  Yapılışı oldukça basit ama oldukça gösterişli olan tavuklu sultan sarmasını sevdiğiniz sebzelerle de taçlandırabilirsiniz.  Akşam davetlerinin ağırlığına ve ihtişamına layık, kolay ve lezzetli bir yemek olan tavuklu sultan kebabı yiyenlerin damağında tat bırakacak kadar lezzetli. Üzeri beşamel sosla zenginleştirildikten sonra fırına verilen sultan kebabı, hem kırmızı et, hem de tavuk eti ile hazırlayabilirsiniz. Lezzeti ile beğenileri toplayan yiyenlerin tarifini istediği davet masalarının vazgeçilmezi haline gelen tavuklu sultan kebabı nasıl yapılır? Sultan kebabı hazırlarken dikkat edilmesi gerekenler nelerdir? Tavuklu sultan kebabı ile ilgili tüm püf noktalarını sizler için hazırladık.

TAVUKLU SULTAN KEBABI TARİFİ:

MALZEMELER

2 adet yufka
400 gram tavuk göğsü
400 gram tavuk pirzola
1 adet kuru soğan
2 yemek kaşığı domates salçası 
1 su bardağı haşlanmış bezelye
1 adet patlıcan
Pulbiber
Kekik
Karabiber
Tuz

Beşamel sos için;

1,5 yemek kaşığı un
1,5 su bardağı süt
2 yemek kaşığı tereyağı
Tuz

Üzeri için;

Kaşar peyniri rendesi

YAPILIŞI

Patlıcanı alacalı soyarak küçük küçük doğrayın ve sıvı yağ ile kızartın.

Kuşbaşı doğranmış tavukları rengi dönene kadar pişirin üstüne yemeklik doğranmış soğanları ilave edin. Daha sonra salçayı ilave edin. 5 dakika kadar kapağı kapalı pişirin. Ardından bezelye ve patlıcanları ilave edin. 

Beşamel sos için tereyağını eritin ve unu kokusu çıkana kadar kavurun. üzerine sütü ilave ederek çırpıcı yardımı ile topak kalmayacak şekilde koyulaşıp göz göz olana kadar karıştırarak pişirin. Son olarak tuzunu ilave ederek ocaktan alın.

Küçük bir kaseye 4’e böldüğünüz yufkadan serin. Yufkanın kenarlarından parçalar kopartarak çukur olan kısma bir kat daha serin. Kaseye tavuklu harçtan koyarak, kasenin kenarlarından sarkan yufkaları üzerine kapatın. Yağlanmış fırın kabına ters çevirin. Tüm malzemeyi bu şekilde yaptıktan sonra üzerine beşamel sostan her birine eşit miktarda olacak şekilde dökün.

180 derece fırında yufkalar pembeleşene kadar pişirin, sonra üzerine kaşar peyniri rendesi serpin ve tekrar fırına sürün.

Afiyet olsun…

2021 yılının en popüler trendlerinden biri olan yakalar birçok kadının gardırobunda yerini aldı. Hem şık hem de sportif olan yakalı kıyafetlerde gömlek ve sweartshirtlerde çok fazla karşımıza çıkıyor. Moda tasarımcıları tarafından birçok farklı çeşidi yapılan yaka modelli kıyafetler zamansız şıklıkta muhteşem bir görsel şölen sunuyor. Peki ama nasıl İşte cevaplar:

Hem tesettür giyimde hem de açık 2021 yılının en sevilen akımlarından biri olan yaka modelli elbiseler, gömlekler, sweatshirtler bu sezona damga vuracak. 2021 yılında moda dergilerinde sıkça görmeye başladığımız bu yakalı birbirinden güzel kıyafetleri mutlaka gardırbunuzda yer verin. Çünkü her zevke ve her yaşa uyum sağlayan bu yakalarla hem tatlı hem de güzel bir şıklık yapabilirsiniz. Sokak stilinde de sweatshirtlerde karşımıza çıkan yakaları jeanlarla ve spor ayakkabılarla kombinleyerek rahat bir stil oluşturabilirsiniz. Ya da isterseniz ofis şıklığı için resmi olmanız gereken bir toplantıda tek başına ya da üzerine ceket alarak deneyebilirsiniz. Eğer uzaktan eğitimde online olarak katılıyorsanız da bir yakalı sweat ya da süveter giyip yakalarını öne çıkarabilirsiniz. 

EN GÜZEL YAKALI KIYAFET MODELLERİ

Bu sezon markaların en çok yer verdiği tasarımlardan biri, yakalı triko ve sweatshirtler, İster koyu tonlarda isterseniz de açık tonlarda bulabileceğiniz birçok model bulunuyor. 

Tesettür giyimde de kendini tuniklerle gösteren bu yakalı sweatshirtler bağımlılık yapacak gibi duruyor. Hem de koyu tonlarla değil, morlar, su yeşilleri, turuncularla oldukça enerji dolu fazlasıyla tatlılar

Tişörtlerden elbiselere, kazaklardan hırkalara her şeyde bu yakalar olacak.

Vücut tipinize ve tarzınıza en yakın olan siyah elbiseyi seçin ve senelerce gardırobunuzun en hayat kurtarıcı parçalarından biri haline gelsin. 

Birçok farklı yaka seçenekleriyle vitrinlerde yerini alan bu modelleri deri pantolonla kombinleyerek şık bir görünüm elde edebilirsiniz. 

Dış görünüşü paçanga böreğini andıran avcı böreği sadece çay saatlerinde değil, ana yemeklerde de zevkle tüketilebilen bir börektir. İçinin kıymasıyla ve galeta ununa bulanıp kızartılmasıyla nefis bir hal alan avcı böreğinin yapılışında dikkat edilmesi gereken bazı püf noktaları bulunuyor. Kıymalı böreği takip olacak avcı böreği tarifini sizlerle paylaşıyoruz. Kolay avcı böreğinin tarifi haberimizde…

Hafta sonu kahvaltılarında ya da özel misafirlerinize farklı börek hazırlamak istiyorsanız avcı böreği tam size göre. İç harcının muhteşem olması nedeniyle herkes tarafından çok beğenilecek avcı böreğinin yapımı da çok basit.  Avcı böreği pişirirken dağılabilir, patlayabilir. Bunu önlemek için ne çok sıkı ne de çok gevşek sarmalısınız. Böreğinizi sardıktan sonra galeta ununa bulamadan önce yumurtaya bulamak da böreğin daha dayanıklı olmasını sağlar. Avcı böreğini arzu ederseniz sıvı yağda kızartabilir, arzu ederseniz fırında pişirebilirsiniz. Fırında piştiğinde daha hafif olacaktır. Hafiflikten yanaysanız böreğin içini kıyma ve bulgur yerine peynirle yapmak da bir seçenektir. Böreklerinizi sardıktan sonra derin dondurucuya kaldırdığınızda uzun süre dayanırlar. Ancak donduracağınız börekleri yumurta ve galeta ununa bulamayın. Bu işlemi pişireceğiniz zaman yapabilirsiniz.

AVCI BÖREĞİ TARİFİ:

MALZEMELER

2 adet hazır yufka
3 yemek kaşığı sıvı yağ

İç harcı için;

200 gram orta yağlı kıyma
1 adet orta boy kuru soğan
2 yemek kaşığı sıvı yağ
1,5 yemek kaşığı tereyağı
2 su bardağı ince bulgur
1/2 su bardağı dövülmüş ceviz içi
1/2 demet maydanoz
1 çay kaşığı tuz
1 çay kaşığı karabiber

Börekleri kaplamak ve kızartmak için;

2 adet yumurta
1 su bardağı galeta unu

YAPILIŞI

Öncelikle iç harcını hazırlayarak başlayın. Güzelce kıymalı harcı kavurduktan sonra yufkaları 4 eşit parçaya bölün.

Fırça ile yağladıktan sonra geniş kısmına kıymalı harçtan ekleyin ve önce kenarlardan katlayarak rulo haline getirip kapatın.

Bir kasede yumurtaları çırpın. Elenmiş galeta ununu düz bir tabağa alın. Hazırladığınız avcı böreklerini öncelikle çırpılmış yumurtaya ardından galeta ununa bulayın.

Kızgın yapın içerisine atarak kızartın. Sıcak sıcak servis edebilirsiniz.

Afiyet olsun…

Muhallebili tatlıları sevmeyen yoktur. Özellikle çocukluğumuzun vazgeçilmez lezzetleri arasında yer alan enfes muhallebiye irmik eklemeye ne dersiniz? Klasik lezzeti adete şölene çevirecek olan enfes irmikli muhallebi tatlısının pratik tarifi bugünkü yazımızda bulabilirsiniz.

Çayın yanında ya da yemeklerden sonra pratik bir tatlı ile muhabbeti koyulaştırmayı sevenler için çok kolay bir tarifimiz var. Tam kıvamı ile vazgeçilmez bir lezzete dönüşecek olan irmikli muhallebi, sütlü tatlıların en hafiflerinden biri olmasıyla da her yemekten sonra mutlaka pişirebileceğiniz türden. Küçük büyük demeden herkesin seveceği aynı zamanda mideleri rahatsız etmeyecek olan irmikli muhallebi tatlısı en güzel muhabbetlerin vazgeçilmezi haline gelecek. Peki irmikli muhallebi nasıl yapılır?

İRMİKLİ MUHALLEBİ TARİFİ:

MALZEMELER

4 su bardağı süt
1 su bardağı toz şeker
1 su bardağı irmik
2 paket vanilya
1 tatlı kaşığı oda sıcaklığında tereyağ

YAPILIŞI

Derin bir tencereye süt ve toz şekeri alıp güzelce şeker eriyene kadar karıştırın.,

Ardından irmiği ilave ederek, pişene kadar karıştırmaya devam edin.

Koyu kıvamlı bir hal almaya başladığında ocaktan alın. Üzerine vanilyayı ve tereyağını ilave edip güzelce karıştırın.

Hemen soğumasını beklemeden tatlıyı istediğiniz kaselere ya da kare tepsiye döküp dolaba koyun.

Soğuduğundan dilimleyerek servis edebilirsiniz.

Afiyet olsun…

Tatlılar arasında en çok un helvası sevenlere müjde! Tadı adeta hayran bıraktıran çay ve kahve saatlerinin vazgeçilmezi olacak kaşık helvasını sizlerle tanıştırıyoruz. Kastamonu yöresinin en meşhur tatlılarından olan kaşık helvası adını şeklinden alıyor. Sizlerde kaşık helvasını hemen evinizde denemek istiyorsanız tarifine yazımızdan ulaşabilirsiniz.

Helva, Osmanlı döneminden beri Türk mutfağının en sevilen lezzetleri arasında yer alır. Özenle hazırlanan helvalar kan şekerini düzenlerken misafirlerinize sunabileceğiniz nefis tatlılar arasındadır. Helvanın ülkemizde birçok farklı ülkede birçok çeşidi vardır. En meşhur olanı ise un ve irmik helvasıdır. Özellikle kandillerde ve mevlidlerde yapılan bu helvaların arasına bir yenisini daha eklemek ister misiniz. İlk başta un helvasına benzeyen ancak lezzeti un helvasına göre daha farklı olan kaşık helvasını bir kez denediğinizde sizlerde çok seveceksiniz.

KAŞIK HELVASI TARİFİ:

MALZEMELER

250 gram tereyağı
1 su bardağı sıvı yağ
4 su bardağı un
1 bardak pudra şekeri

YAPILIŞI

Tereyağı ve sıvı yağı tavaya alıp kızmasını sağlayın.

Daha sonra üzerine unu koşarak kavurun.

10 dakika kadar topaklanan sonrasında normale dönen unun renginin dönmesini sağlayın.

Yaklaşık 30 dakika boyunca kavurduktan sonra ocaktan alıp pudra şekerini ekleyin.

Hızlıca karıştırdıktan sonra sıcakken bir yemek kaşığı yardımıyla, kaşığın içine biraz alıp avuç içinizle sıkıca bastırın.

Dizerek servis edebilirsiniz.

Afiyet olsun…

Son derece sağlıklı besinler arasında yer alan antep fıstığı akşam saatlerinin en leziz atıştırmalıkları arasında yer alır. Antep fıstığını birbirinden farklı tatlarla sofralarınıza getirebilirsiniz. Peki evde Antep fıstığı ezmesi nasıl yapılır? Gelin tarifini birlikte öğrenelim…

Yapılan başvurunun onayıyla “fıstık ezmesi” de tescillenen ürünler arasında yerini aldı. Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi, yöresel ürün ve lezzetlerin korunması için tescil başvurularını sürdürüyor. Son olarak, Büyükşehir tarafından Türk Patent Enstitüsüne yapılan “fıstık ezmesi” tescil başvurusu kabul edilerek, şekerleme alanında Kahramanmaraş’a ait bir ürün olarak yerini aldı. Türk Patent Enstitüsü 15.02.2021 tarih ve 95 sayılı Resmi Coğrafi İşaret ve Geleneksel Ürün Adı Bülteni’nde yer alarak tescillenen Fıstık Ezmesi, şekerleme pazarında rağbet gören bir ürün olduğu belirtildi. Antep fıstığı, içerisinde bolca B 6 vitamini barındırmaktadır.1 avuç Antep fıstığı bir adet büyük muzun yarısından daha fazla potasyum içermektedir. Sofralara farklı farklı tatlar ile gelen enfes Antep fıstığının en çok sevilen tarifi olan fıstık ezmesini sizlere sunuyoruz. Yapımı çok basit, yemesi keyifli olan Antep fıstığı ezmesinin evde yapımı yazımızın detaylarında. 

ANTEP FISTIĞI EZMESİ TARİFİ:

MALZEMELER

100 gram antep fıstığı
150 gram pudra şekeri
1 çay bardağının 3/1 su

YAPILIŞI

Fıstıkları yağlı kağıt serili fırın tepsisine serip, 180 derece ısıtın.

Isınan fıstıkları blendardan çekin. Daha sonra pudra şekeri ilave ederek, suyu da döküp karıştırmaya devam edin.

Tüm malzemeler hamur kıvamına geldiğinde derin bir kabın içerisine koyarak, yoğurun.

Daha sonra streç filme sarıp, rulo yapın. Buzdolabında dinlendirdikten sonra dilimleyerek servis edebilirsiniz.

Afiyet olsun…

Pekmez, üzüm, dut ve keçiboynuzu gibi besinlerin ezilerek çıkan suları kaynatılıp elde edilir. Vitamin ve mineral değeri oldukça yüksek olan pekmez, boğaz enfeksiyonları bakımından oldukça güçlü bir besindir. Koyu bir kıvamı olan pekmez, kahvaltıları süsler. Tahin ile beraber tüketilen pekmezin insan sağlığına inanılmaz faydaları vardır. Peki pekmezin faydaları nelerdir? Pekmezin içine tereyağı ekleyip içerseniz…

Kimin tarafından ne zaman keşfedildiği bilinmese de Anadolu topraklarında ilk kez yapıldığı söyleniyor. İnsanların dut, şeker kamışı, üzüm ve keçiboynuzu gibi besinleri ezip çıkardıkları suyu ile beraber yüksek ısıda kaynatıp ortaya kahvaltıları süsleyen pekmez çıkmıştır. Yoğun kıvamlı ve şeker şurubu gibi olan pekmez aynı zamanda çok güçlü bir antioksidan ve antibakteriyeldir. B vitamini grubu bakımından zengin olan pekmez insan sağlığında özellikle vücuttaki demir emilimini artırır. Bu sayede kandaki kan yapıcı hücreleri artırır. Aynı zamanda vücudun ihtiyacı olan karbonhidratı enerji olarak yayılmasını sağlar. Bir kasesi vücudun ihtiyacı olan birçok maddeyi ortalama yüzde 50 karşılar. Yapılan araştırmalarda pekmezin barındırdığı thiamin ve riboflavin maddeleri baldan on kat daha zengindir. Ayrıca bebeğin gelişimine destek sağladığından uzmanlar hamilelikte tüketilmesini özellikle tavsiye eder. 

KAÇ ÇEŞİT PEKMEZ VARDIR VE FAYDALARI NEDİR?

PEKMEZİN FAYDALARI NELERDİR?

Sindirim hastalıklarına doğal ilaçtır. Bağırsak florasını düzenler. Mide asidini düzenler. Aynı zamanda sindirim fonksiyonlarını artırır.

Karaciğer ve akciğer organları vücudun olmazsa olmazlarıdır. Herhangi bir sorun yaşadıklarında ciddi sağlık sorunlarına davetiye çıkarır. Ancak pekmez içerdiği güçlü maddeler sayesinde antibakteriyel etki gösterir. Hem akciğerin hem de karaciğerin derinlemesine temizlenmesini destekler. 

Kemiklerin gelişmesi ve güçlenmesinde etkili olan potasyum, kalsiyum, magnezyum, kalsiyum ve bakır açısından oldukça zengindir. Uzmanlar kemik kırılması ya da incinmesi gibi durumlarda kemik suyu kadar tüketilmesini öneriyor. 

Üst solunum yolları nedeniyle boğazlarda artan enfeksiyon yutkunma, nefes alma gibi fonksiyonların doğru işlemesini engeller. Bu da kişinin hastalığının şiddetini artırır. Uzmanlar bu gibi rahatsızlıklar esnasında pekmezin karabiber ile kaynatılıp tüketilmesini tavsiye eder. Boğazları bakterilerden arındırarak sinüs yolların açılmasını destekler.

Kanda azalan maddeler nedeniyle kan basıncı azalır ya da yükselir. Bu da yüksek tansiyon ve felç gibi rahatsızlıklara davetiye çıkartır. Pekmez kan basıncını dengeleyerek bu gibi durumların yaşanmasının önüne geçer.

Bağışıklığı güçlendiren doğal bir ilaçtır. Özellikle alerjik durumlarda harekete geçen bağışıklığın neden olacağı şiddeti azaltır. Hastalıklara karşı bağışıklığı güçlendirir. İyileşme sürecine olumlu katkı sağlar. 

TEREYAĞLI PEKMEZ NASIL YAPILIR?

MALZEMELER

1 yemek kaşığı tereyağı

1 su bardağı pekmez

YAPILIŞI

Keçiboynuzu ya da üzüm fark etmez bir su bardağı pekmeze yarım çay bardağı içe suyu da katarak bir çezvede kısık ateşte kaynatınız. Daha sonra tereyağını içine katınız. Katı hale gelen bu karışımı ılık halde sabah akşam olmak üzere birer yemek kaşığı tüketiniz. Karışım boğazın yumuşamasını sağlamanın yanı sıra mikroplarında sayısını azaltarak iltihabı önler. Aynı zamanda bu karışım sadece boğaza değil tüm vücuda fayda sağlar. Yemek borusu, mide ve bağırsaklarıdaki zararlı toksinleri idrar yolu ile atmanıza yardımcı olur.